Gençkız Hatay/İskenderun'danmış... Memleketini söylediğinde ağzından çıkacaklara daha fazla dikkat kesildim. Dediği şu: Suriye'deki rejimin mezaliminden kaçarak Hatay'a sığınan mülteciler küçüklü-büyüklü sorunlara yol açıyormuş... 'Ya bu işbiraz daha uzarsa?'diye sordu gençkız...
Artık gazeteler de yazdığı için Hatay ve çevresinde suçların arttığı biliniyor.
Reyhanlı'da patlayan bombalar oralarda kimbilir nasıl heyecan yaratmıştır. Patlama sonrasında yazılıp çizilenler tedirginliği daha da artırmıştır. Biri, 'Zaten bu yüzden medyaya yayın yasağıkondu'dedi. Bu da benim için üzücü bir gelişme; yanlış yayınlar ancak yasakla önlenebiliyor ülkemizde...
Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün...
Profesyonel eylemciler yalnız cinayetlerini, bombalamalarını planlamakla kalmıyorlar; işin propaganda boyutunu da hesaplarına katıyorlar... Televizyonlar ve gazeteler olayı nasıl verirlerse amaçlarına daha iyi ulaşırlar? Saat kaçta? Kaç kişi hayatını kaybederse daha etkili olur eylem? Hesaplarına bunları da katıyorlar...
Daha önce şimdikine benzer eylemlerin planlayıcısı olarak en önce PKK örgütünden kuşkulanılıyordu. PKK silâhlarını susturunca uyuyan hücreler halinde tutulan başka örgütler devreye sokulmuş olmalı. Suriye gibi ülkelerin bunu yapabilecek güçleri var.
Acaba Suriye mi yaptıran?
Eylemleri yapan kişilerin hiç vakit kaybetmeden tespit edilip gözaltına alınmaları bazılarını şaşırttı. Esas onların haline şaşırmak gerekiyor. Bütün kentlerde görünür/ görünmez yerlerde kameralar var. Kentin bir ucunda kameraya yakalanan biri nereye giderse gitsin yol boyunca kameralarca izlenebiliyor...
Mültecilerin yoğun bulunduğu yerleşkelerde de durumun farklı olduğunu sanmıyorum. Reyhanlı'da da... Ayrıca sayısız güvenlik gücüde o çevrede görev yapıyor olmalı...
'Ne kadar çabuk! Hayret!'şaşkınlığıyaşanacağına, 'Neden önceden tespit edilip önlenemedi?' sorusu yüksek sesle ilgililere yöneltilmeli. Bomba yüklükamyonlar nasıl gözden kaçırıldı?
Gazetelere göre MİT önceden uyarmış...
Yakalanan dokuz kişinin hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıimiş... İşte bu ilginç... İlginçliği, eylemi düzenleyen odağın ne kadar zor durumda olduğunu göstermesi yüzünden... Bir yabancı ülke tarafından planlanan eylemde patlamanın gerçekleşeceği ülkenin vatandaşlarının kullanılması pek âdetten değildir. İstihbarat örgütleri yöreyi bilen mihmandar kullanır, ama eylemi üçüncü ülke vatandaşlarına yaptırmayı tercih eder...
Suriye planladı ve bunun için kendisine sempati duyan TC vatandaşlarını kullandıysa, yalnızca korkutmak, etrafa dehşet saçmak, sindirmek, hatta kızdırıp karşı saldırıya sevk etmek değildir amacı; daha sinsi başka yan etki beklentileri de vardır mutlaka...
Özellikle de olaya karışan TC vatandaşları Reyhanlı veya Hatay çevresinden ise...
Çadırkentlerde onbinlerce Suriyeli yaşıyor; patlamalar onların zaten kaçık olan huzurunu biraz daha kaçırmıştır. Eylemi hayata geçirenler Hatay ve çevresinden ise o bölgede yaşayan herkesin rahat ve huzuru berhava olur...
Haince bir planın eseri bu saldırı... Baksanıza daha olayın sıcaklığı geçmeden bize neler düşündürüyor...
Washington ziyareti öncesinde bombalar patlaması akla hemen 'uyarı'sözcüğünügetiriyor... 'ABD ile anlaşıp birlikte saldırır isen, başına neler gelir, anla'uyarısı... Dün kimbilir kaç sütunda bu yorumu okudum. Oysa ABD'nin böyle bir niyeti zaten yoktu; birkaç zamandır Rusya ile yakınlaştığından var olan az niyet de buharlaşmış durumda. Türkiye'ye saldırdı diye Suriye'ye savaş açar mı ABD? Açmaz...
Türkiye'yi tek başına bir savaş macerasına sürüklemekle ilgili olmasın bu saldırı? ABD ve Rusya'ya rağmen, Birleşmiş Milletler onayı aramadan, Suriye sınırından içeri girilmesi bütün tabloyu değiştirecektir...
'Kardeşlik ve barışsüreci'de denilen çözüm yolunda atılan adımlarıbile etkileyebilir öyle bir durum.
Ne olup bittiğini bilen ya da hiçdeğilse anlayabilecek durumda biri/leri herhalde vardır; ben onlardan değilim.