Varlıklı ve bir o kadar da çılgın bir adam eşini-dostunu evine davet edip havuzun başında bir parti düzenlemiş.
Havuzun içinde timsahları gören davetliler şaşkına dönmüş ama bir süre sonra herkes kendisini partiye kaptırmış.
Derken eline mikrofonu alan ev sahibi bir anahtarı sallamış davetlilere göstererek.
“Bu anahtır kapıdaki kırmızı spor arabanın anahtarı, her kim bu havuza atlatıp karşıya kadar timsahlara yem olmadan yüzebilirse, araba onundur.”
Kimseden ses çıkmamış, atlayan da olmamış, can tatlı neticede…
Derken bir ses.
Genç birisi suda görülmüş, herkes şaşkınlıkla ve korkuyla ona dikkat kesilmiş.
İnsanüstü bir çaba ile genç hayatının en hızlı yüzüşünü sergileyerek saniyeler içinde karşı taraftan çıkıvermiş.
Herkes tebrik etmek için yanına gelmeye çalışırken bir de bakmışlar ki genç hararetle birilerine bakınıyor.
“Ne arıyorsun? Kimi arıyorsun?” dediklerinde genç cevap vermiş aramaya devam ederek...
“Beni havuza iteni arıyorum…”
***
Çeşitli fırsatlarla Türkiye’nin en başarılı insanlarıyla tanışıyorum uzunca yıllardır.
Büyük çoğunluğu timsahlarla dolu havuza düşmüş veya itilmişlerdi.
Yüzmeyi yüzme kursunda öğrenenini hiç görmedim aralarında.
Mesleğim ve sektörüm olduğu için her kademeden yüzlerce yazılımcıyla tanıştım.
Hiçbiri yazılımı yazılım kurslarından öğrenmemişlerdi.
Tuhaf ama iyi ingilizce bilen insanlara sorduğumda hiç birinden “Şu dil okulunda öğrendim” yanıtını almadım.
İlla ki bir şekilde çaresiz kalmış, iyi İngilizce öğrenmekten başka seçenekleri kalmamıştı.
***
İş hayatında başarılı insanların hayatına bakın, bir yaz bile çalışmadan geçirmediklerini görürsünüz. Ama aynı başarılı insanlar çocukları biraz büyüdüğünde, yani 13-15 yaşlarına gelip de yazları çırak olacak yaşlara geldiklerinde “Ben gezemedim onlar gezsin, ben tatil yapamadım onlar yapsın” refleksleri gösterebiliyor. Üzülerek söylüyorum ki büyük çoğunluğu da böyle yapıyor.
Kimse kusura bakmasın, belki bunu duymak bazılarınızın pek işine gelmeyecek.
Ama bir işi öğrenmenin en iyi yolu onun altında kalmak.
Bir dili öğrenmenin en iyi yolu sadece uçak bileti, ayrıca çok az bir cep harçlığıyla o dilin iyi konuşulduğu bir ülkeye kapağı atıp orada yaşamaya çalışmak.
Spor salonuna giden beş kilometre koştuğunda ölecek gibi olurken, canını kurtarmak için koşan yirmi kilometre koşar da bana mısın demez.
Çaresizlik en iyi öğretmendir. Çabucak öğretiverir.
Çocuklara kıyamayarak onlara daha çok kıyıyoruz.
Hiç çaresizlik görmesinler, yaşamasınlar diyerek daha büyük dertlerin altında bırakıyoruz.
Evet, havuza itiversek biraz su yutacaklar, hatta çıktıklarında çokça da kızacaklar.
Ama böyle öğrenecekler.
Ne demiştik?
Çaresizlik en iyi öğretmendir.