10 yaşındaki Mustafa Erçetin iki gün önce kuduzdan vefat etti.
Evet, inanılmaz geliyor ama maalesef bu çağda bir çocuğumuz kuduzdan öldü.
Mustafa durup dururken kuduz olmadı. Arkadaşıyla okul sonrası evine dönerken sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Yaşadığı Bitlis'te ilk tedavisi yapıldıktan sonra Ankara Hacettepe İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi'ne sevk edildi. Kuduz teşhisinin ardından, hastalığın sebep olduğu ağrılara dayanamayacağı için Mustafa uyutuldu. 20 günlük yoğun bakım sürecinin sonunda Mustafa'yı toprağa verdik.
Mustafa'ya ağlarken yurdun dört bir yanından çeteleşmiş sokak köpeklerin saldırı haberleri de gelmeye devam ediyor. Sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan vatandaşlar belediyelere yaptıkları şikâyetlerde "Kanun elimizi kolumuzu bağlıyor, bir şey yapamıyoruz" cevabını alıyorlar.
Belediyelerin "Elimizi kolumuzu bağlıyor" dedikleri kanun 5199 sayılı Hayvan Hakları Koruma Kanunu.
Kanunun 6. maddesinde, "sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunlu olduğu ve müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır" deniliyor.
İşte bu madde sorunu çözmek yerine kördüğüm hâline getirdi. Sokaktaki köpekler belediye tarafından alınıyor ve bir süre sonra tekrar aynı yere bırakılıyor. Bu süre zarfında köpekler aşılandı mı, kısırlaştırıldı mı, rehabilite edildi mi bilinmiyor. Belediyeler "İmkânlarımız kısıtlı" diyerek sorumluluğu üzerlerinden atıyorlar.
Velev ki belediyeler sokak köpeklerine kanun maddesinde geçtiği üzere aşılama, kısırlaştırma ve rehabilite yapmış olsunlar. Şu anki vahim tabloya göre hiçbirinin işe yaramadığı gözüküyor.
Bu noktada yapılacak şey bellidir. Belediyelerin elini kolunu çözecek kanun değişikliğini yapıp, gerektiğinde sokak köpeğinin itlâfına izin verecek hükmü kanun maddesine eklemek.
Mevzu, mahallerimizin simgesi Karabaşlar değil. Mevzu çeteleşmiş ve saldırgan sokak köpekleri.
Bir de, sokak köpekleri üzerinden para toplayan, rant sağlayanlara da müdahale edilmeli. Nasıl ki sanal kumar oynatanlara polis operasyon yapıyorsa bunlara da yapmalı. Dernek kurup kumar oynatanlarla dernek kurup insanların hayvan sevgisini istismar edip para toplayanlar arasında fark yoktur. Bir yandan polis diğer yandan Dernekler masası bu dolandırıcı derneklere nefes aldırmamalıdır.
Sokak köpekleri mevzusu, milyonlarca liranın döndüğü bir menfaat kapısı olmuştur. Mezkûr sorunu çözmek bu menfaat kapısını kırmakla başlayacaktır.