Bugünlerde yolu Üsküdar’a düşenleri koca koca billboardlar karşılıyor. O billboardlardaki ifade şöyle;
“Üsküdarlıların Gemisi Hayırlı Olsun - Üsküdar Valide Sultan Gemisi, 1 Ağustos'tan itibaren ücretsiz boğaz turlarıyla Üsküdarlılar için demir alıyor.”
İlk bakışta güzel, şık bir hareket. “Ne yapabiliriz” denmiş, “başka neler yapabiliriz?”...
Ama itirazım var. Doğruya doğru, yanlışa yanlış.
Eğer canınız İstanbul’da bir boğaz turu çektiyse, misafir olarak geldiyseniz ya da misafir gezdirecekseniz boğazda yüzlerce gemi ve vapur var bu işi yapan.
Kısa bir tur yapacaksanız 10 lira civarındayken uzunca bir tur olsun derseniz 3 saate yakın boğazın üstünde kalıp 20 lira civarı bir para ödüyorsunuz.
Bu paraları ödediğiniz gemi ve vapurların her birinde mürettebatıyla, çaycısıyla, kaptanıyla, temizlikçisiyle ona yakın insan çalışıyor.
Burada bir ekosistem varken belediyenin, birincil görevi olmadığı halde bir jest olsun diye, hizmet olsun diye ve gayet tabii bir sonraki seçimde vatandaşın oyuna talip olabilmek için gelip rekabet kurallarına aykırı bir şekilde ücretsiz boğaz turu yapması normal değil.
Eğer maksat boğaz turuna gidemeyen, durumu olmayan vatandaşlarımızı taşımaksa belediyeyi arayıp adlarını yazdırırlar, boğazdaki her bir boğaz turu vapurunda bu vatandaşlar için bir kontenjan ayrılır, olur biter.
Vergi ödeyen, izin için belge alan ve bu belge için para ödeyen, çalışanları için SSK ödeyen birer işletme olan bu vapurlara rakip, bir de ücretsiz alternatif çıkarmak da neyin nesi?
Bir de ücretsiz üstelik. Sembolik de olsa bir ücreti olabilirdi en azından. Ama tamamen ücretsiz.
Doğru değil, rekabete aykırı.
Vatandaşı düşünelim ama o vapurlarda çalışanların da vatandaş olduğunu unutmadan…
***
BİTAKSİ ve iTAKSİ
Bir şirket geldi ve zoru başardı, üç-dört yıl uğraşıp taksici esnafına bir düzen getirdi. Milyonlarca lira reklam yaptı, pazar oluşturdu, ihtiyacı oluşturdu, talebin doğmasını sağladı.
Üzerine ne oldu? İstanbul Büyükşehir Belediyesi İTAKSİ diye bir girişim yapıp tüm taksilere yerleştirdi.
Daha iyi, daha kötü olması değil mesele.
Belediyeler bir karar versin, özel sektöre girip ticaret mi yapacaklar? Özel sektör hangi güçle, hangi dayanakla belediye ile rekabete girişebilecek? Bırakın, bitaksi yerine geltaksi açılsın, onun alternatifi haditaksi kurulsun. Ama bunları girişimciler yapsın.
Belediyelerin çok kritik ve stratejik konulardaki ticari iştirakleri neyse de elli tane iştirak kurmak nedir?
İhtiyaç duyduğu ürün, hizmet için açsın bir ihale. Bir gün Ahmet alsın ihaleyi, çalışsın, yapsın, kazansın, ertesi gün Mehmet alsın.
Özel sektör zarar etmemek için çırpınır, nasılsa vergi topluyorum rahatlığı yoktur.
Yani kapımızdaki çöpü almak gibi bin yıllık bir belediyecilik görevini bile taşeron şirketlere ihale edip devreden belediyelerin yazılım sektörüne, teknoloji sektörüne, taşımacılık sektörüne, turizm sektörüne girmeye çalışması neyle açıklanabilir?
Bırakın herkes işini yapsın sayın belediye başkanları…
Biz gelip size çöp vergisi kesiyor muyuz?!
Belediye tabelalarınıza reklam vergisi uyguluyor muyuz?!
Gelip kapınızdaki çöpleri topluyor muyuz?!
Herkes işini yapsın…
Lütfen..