Bizim kültürümüzde Belediye Başkanları Şehr-i Emin’dir. Bu nedenle bir Belediye başkanı siyasi rozeti ile değil, “Şehri Emin” olarak hizmet etmek zorundadır.
Şehri Eminlik, yani Belediye Başkanlığı görevi niteliği icabı halka daha yakındır. Halkın, beşikten mezara, günlük yaşamıyla en yakından ilgilidir. Bu özelliği dolayısıyla belediye başkanının kişisel duruşu, topluma karşı olan ilişkileri çok önem kazanmıştır. Belediye başkanlarına oy verirken bu özelliklerinin de mutlaka dikkate alınması gerektiğine inanıyorum.
Belediye gibi insan yaşamının her aşamasına ilişkin üretimler yapabilme potansiyeline sahip bir kuruluşun başkanı olmak aynı zamanda farklı bir anlayışı gerektirir. Başkanlar bu sorumluluk anlayışı ile toplum mühendisliğine de kalkışmadan şehir yaşamının her alanında bu duyguyu hayata geçirmek gayretiyle hareket etmelidir. Her çalışma kentin potansiyelini ve insanımızın potansiyelini geliştirmeye fırsat vermelidir.
Geçtiğimiz ay içinde birçok belediye başkanı görevde üçüncü hizmet yılının değerlendirmelerini yaptı. Bunlardan Konak, Bornova ve Bayraklı gibi bazı ilçe belediyelerimizin toplantılarına davetli olarak katılma fırsatım oldu.
Geçen yıl ikinci hizmet yıldönümü nedeniyle de bazı belediye başkanlarımızın toplantılarına katılmış, yapılan hizmetlerden çok daha farklı pencereden konuya bakmıştım. Bu yılda Belediye Başkanlarının yaptıkları hizmetler cephesinden bir değerlendirmeye girmeyeceğim. Bunu muhalefete ve seçmene bırakıyorum.
Yukarda da izah ettiğim gibi Şehr-i Emin diye tarif edilen Belediye başkanlarının aynı zamanda insani endekse göre de değerlendirilmelidir. Çünkü belediye başkanlığı; sadece yaptığı yol, kaldırım, çevre düzenlemesi gibi hizmetlerine göre başarı veya başarısızlık olarak görülecek bir makam değildir. Mesela bir belediye başkanı neden sadece yapılması zorunlu temel hizmetlere göre değerlendirmeye tabi tutulur? Neden ‘İnsani bir endeks’ kavramı oluşturulmaz?
Bu kavramın içinde, ne mi olmalı?
İşte benim ‘İnsani Endekste’ yer almasını arzu ettiğim bazı değer ve kavramlardan bazıları;
İnsani endekste yer alan kavramlar
Belediye başkanlarının sivil toplum örgütleri ile olan ilişkileri
Herkesin, her kesimin belediye başkanı olabilmeyi başarması
Kentin tüm farklı kesimleri ile iyi niyet içerisinde iyi ilişkilere sahip olması
Tarihi ve kültürel değerlere sahip çıkılması
Halkın dini inanç ve kutsal değerlerine saygı,
Hizmet alanla veren arasında kurulan sağlıklı iletişim
Ayrımcılık ve ötekileştirme yapmaması,
Medyanın bütününü kucaklayan anlayışla ayrımsız iletişime sahip olabilmesi
Peki İzmir boyutunda Belediye başkanları insani endekste ne durumda?
Bu konsepte yakın veya uygun gördüğüm bazı isimleri sıralarsam Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Bornova Belediye başkanı Kamil Okyay Sındır, Çiğli Belediye Başkanı Metin Solak, Bayraklı belediye başkanı Hasan Karabağ bu isimlerden bazıları...
Bu kavramların içini henüz dolduramayan ve bu konsepte sınıfta kalacak ilçelerden bir iki örnek vermek gerekirse Çeşme ve Narlıdere’yi örnek gösterebilirim.
Elbette ki bu sıralama değişmez değildir. Belediye Başkanlarının yaklaşımları, görüşleri, fikirleri değişebilir. Bir belediye başkanının en büyük görevi kimseyi ötekileştirmeden herkese eşit derece hizmet sunma gayreti içerisinde olmaktır.
Okuyucularımız, ‘İzmir Büyükşehir Belediyesini bu konsepte nereye yerleştiriyorsunuz?’ diye sorabilir. Ben bu sıralamayı yaptım. Büyükşehir’in nereye ait olabileceği sıralamasını ise okuyucuya bırakıyorum.