Erken seçim ya da yeniden seçim artık kaçınılmaz değil mi size göre de?
Haziran sonrası “Seçmen size uzlaşın, anlaşın, koalisyon kurun” dedi diyenlerin oranının bugün nereye gerilediğini bileniniz var mı?
Ya da seçim sonuçlarını doğru okuduğumuzdan emin miyiz?
9 Haziran günü yazdığım yazıda, “Olmayanı göstermek” maksadıyla Ak Parti’nin olası koalisyonlara kendisini kapatması gerektiğini söylemiştim. O düşüncemden daha sonra vaz geçtim. Zira yüzde 41 oy almış bir partinin olası koalisyon hükümetinde mutlaka yer alması düşüncesinin Türkiye’nin çıkarlarıyla daha çok örtüştüğüne ikna oldum.
Ak Partisiz hiçbir hükümet formülü kalmamıştır.
Bu gerçekliğe ilaveten aslında hiç bir koalisyon formülünün de rasyonalliği kalmamıştır.
Parti tabanlarının koalisyon hükümetlerine bakışları burada çok nettir.
Ne Ak Parti CHP koalisyonu, ne Ak Parti MHP koalisyonu artık çok zor hayata geçer.
Keşif turlarının sonunda Ak Parti ve CHP’nin iyi niyetli çabaları iki zıttın birbiriyle uyumunu getirmez. MHP’nin ilk günden bu yana “seçim” demesi de yanlış bulsanız da kendi doğruları açısından kararlılığını gösterir.
HDP tercihini terörden yana yaptı
HDP bu denklemlerin artık tamamen dışında. Zira terör ile arasına mesafe koysun diye o partiye gösterilen müsamahanın sonuna gelindi. Elbette bunu söylerken HDP kapatılsın arzusu içinde değilim. Hatta kürsü özgürlüğünden de yanayım. Kürsüde söylenen sözleri nedeniyle hiçbir siyasetçiye yargı sopası gösterilmemeli. Lakin, HDP seçim döneminden çok daha bıçkın tavrıyla Türkiye’de çatışmayı körükleyen, terörden yana tavır alan üslubu benimsemiştir.Tüzel kişiliğinin devamı konusunda kararlı olunmalıdır ama terörle arasına mesafe koymayan hatta terörü öven açıklamalar yapanlar hakkında elbette yargı ve parlamento gereğini yapmalıdır.
Çatışmanın derinleştiği ve elinde silah bulundurana karşı devletin topyekun mücadele başlattığı bir dönemde yeni hükümetin kurulması gittikçe güçleşiyor.
MHP kilit rolünü sürdürüyor. Devlet Bahçeli’nin “En nihayetinde devlet hükümetsiz mi kalacak o halde seçim şartı ile Ak Parti azınlık hükümetini destekleriz” diyeceği gün çok yakında diye düşünüyorum.
“Çatışmanın büyüdüğü bir ortamda Ak Parti azınlık hükümeti memleketi salimen seçime götürür mü?” sorusunun cevabı ise 7 Haziran’dan bu yana istifa ettiği halde yenisi kurulamadığı için görevine devam eden ve devlet millet meselesi söz konusu olduğunda nasıl bir kararlılık gösterdiğine şahit olduğumuz 62’nci hükümettir!
Ahmet Davutoğlu bize ne söylüyor?
Başbakan Davutoğlu’nun son dönemdeki konuşmalarını dikkatle dinliyorum. Satır aralarında verdiği önemli mesajlar olduğunu düşünüyorum. “Bir gün dahi görevimizde kalsak” ya da “Son nefesimize kadar verilen vazifeyi hakkıyla yerine getiririz. Bunda bir an bile tereddüt etmeyiz” gibi cümleler ile Başbakan Davutoğlu’nun sadece Türkiye kamuoyuna değil Ak Parti içine de mesaj verdiğini düşünüyorum.
Oysa biz geçtiğimiz yıl bu ay Ak Parti Kongresi ile muazzam bir sinerjiyi yakalayacağına inandığımız bir nöbet değişiminin başladığını görmüştük. Hala o inancı taze tutmak sorumluluk sahiplerinin boynunun borcudur.
YAŞ’ta kim kimi tasfiye edecek
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantıları hep merak edilir. “Komuta kademesi nasıl şekillenecek? Emir komuta zinciri kırılacak mı? ‘Disiplinsiz personel’ nasıl tasfiye edilecek? Kimin görev süresi uzayacak?” gibi sorular merak edilir. Aslında YAŞ toplantıları son yıllarda sivil kanadın talep ve önerilerinin kabulü şeklinde geçiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde Işık Koşaner vakıasını hatırlarsanız, sivil kanadın hiçbir boşluğa izin vermediği ve nasıl hızlı hareket ettiğini görmüştük.
Şu anki Meclis Başkanımız İsmet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı’yken bir keresinde “Paralel yapı ile ilgili 1000’e yakın ihbar var değerlendiriliyor” demişti.
O açıklama 7 Haziran seçimlerinden önceydi. Bugün hükümet azınlığa düşmüş halde.
Bir de PKK terör örgütüne bugüne kadarki hava harekatlarından 4 kat daha fazla hava harekatı yapılıyor.
Asker hem PKK terörüyle hem DAEŞ terörüyle sınır içinde ve dışında mücadele etmenin arkasına sığınarak tasfiyeleri erteler mi, ya da bu fiili durum başkalarının tasfiyesini mi getirir?
YAŞ’ta Paralel Yapı elemanlarının tasfiye edilmemesi yakın gelecekte Türkiye’nin başını çok ağrıtır!