Yüzyılın seçimine az bir süre kaldı.
Önümüzdeki hafta Pazar günü seçim sandıklarında vereceğimiz oylar Türkiye'mizin kaderini belirleyecek.
Bir yanda 80 yıldır Türkiye'ye en küçük bir katkısı olmamış Kılıçdaroğlu, öte yandan ömrünü milletine ve ülkesine adamış dünya lideri var.
PKK'dan, Kandil'den, FETÖ'den Kılıçdaroğlu'na sürekli destek mesajları geliyor.
Şu an PKK'lılar, terör örgütü mensupları inlerinden, mağaralarından kafasını çıkartamıyor. Köy korucularımız, jandarmamız, polisimiz, askerimiz ve MİT'imiz teröre ve teröriste göz açtırmıyor. Bulunduğu yerde imha ediyor.
Sizce bugün Sezgin Tanrıkulu'nun, Kemal Kılıçdaroğlu'nun İHA/SİHA'larımıza laf söylemesinin temelinde ne var? HDP'nin kendilerine ilettiği talepler var.
FETÖ, YPG/PYD, PKK, DHKPC ve bilumum terör örgütlerinin desteklediği bir ittifak ve bu desteklerinin karşılığında da terör örgütlerine verilen sözler var.
Hatta Kılıçdaroğlu'nun unutkanlığı ve yalanlarına karşı da önlem olarak ajansı tarafından göreceği her yere "sana söz" afişleriyle donatmış.
Sayın Kılıçdaroğlu, HDP ile PKK ile FETÖ ile hangi pazarlığı yaptığınızı, güçlü bir Türkiye istemeyen ülkelere hangi sözleri verdiğinizi bu millete açıklamanız lazım.
Gizli bir pazarlık yapmadım diyemiyor.
Çünkü demiş olsa, Kandil, 'Bana bak yalan söyleme. Bize sözlerin var' diyecek. O yüzden de afişlerde çarşaf çarşaf sana söz diye donatıyor partisini.
Çünkü Kılıçdaroğlu bugün beyaz dediğine, 15 dakika sonra siyah diyebiliyor, söylediği yalanlara bazen kendisi de inanıp sonra tam tersini de söylediği de sık sık olabiliyor.
Burada eleştirdiğim Kılıçdaroğlu'nun merdivene tersten binmesi veya çorum ülkesine verdiği seçim vaatleri, ya da fındığın başkenti Şanlıurfa'da yaptığı gaflar hiç değil.
Devlet yönetmek ilkeli ve onurlu bir duruş gerektirir, ülkesini ve milletini kucaklamayı, hizmet etmeyi gerektirir. Ama Kılıçdaroğlu'nda bu tür meziyetler olmadığı gibi, ne kadar tescilli Türkiye düşmanı varsa hepsinden tam destek almış durumda. Ama seçim sosyal medyada değil, sandıkta kazanılıyor.
Kılıçdaroğlu'nun deprem bölgelerinde bir vaadi var, diyor ki herkese ücretsiz konut vereceğiz.
Tabi rüya aleminde yaşadığı için de İngiltere'den uyuşturucu baronlarının 300 milyar dolar temiz parasını getirerek memlekette depremzedelere konut yapacakmış. Adama sormazlar mı, madem bu kadar becerikliydin, neden İzmir depreminde yıkılan evleri yeniden yapamadın, neden deprem bölgesinde bir çivi çakamadın?
Ben Kılıçdaroğlu müdürüme bir hatırlatmada bulunayım. "Bedava peynir, fare kapanında olur".
Bizim insanlarımızın fare kapanına ihtiyacı yok. Bizim insanlarımızın hizmete ihtiyacı var. CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Muğla bakın 10, 11 tane büyükşehir belediyesi var. Herkes yüzer konut yapsaydı, İzmir'de depremzedelerin sıkıntısı çözülürdü. Ne oldu? Yaparsa Erdoğan yapar, Yaparsa AK Parti yapar diyor İzmir'li.
Siz bu ülkeyi bedava ev sözüyle fare kapanında tuzağa çekeceğinize, önceki seçimde vadettiğiniz bedava traktörü bir verin bakalım. Gerçek traktör veremiyorsunuz bari oyuncak traktör verin, maket traktör verin, bunu bile yapmaktan aciz bir Kılıçdaroğlu, bir CHP var.
Türkiye Yüzyılı için bu seçimde benim de Adıyaman Milletvekili adayı olduğum AK Parti'ye desteklerini ve oylarınızı istiyorum.