Şu garipliğe bakın ki, Osmanlı İmparatorluğunu yıkarak milleti demokrasiye kavuşturduğunu öne sürenler "darbeci" suçlamalarıyla yüz yüze kalmışlardır. Milli Mücadelenin öncü isimleri Kazım Karabekir, Rauf ve Ali Fuad Paşalar 27 Kasım 1923 günü toplanan CHP Grubunda, İstanbul basınında yer alan cumhuriyet eleştirileri nedeniyle hesap vermişti.
Mustafa Kemal Paşa'ya milli mücadelenin her adımında büyük destek veren bu paşalar 29 Ekim 1923'de yaşadıkları bu tasfiyeyi bir türlü hazmedemiyordu. Bu kırılma parti kurmaya kadar gider ve ilk muhalefet partisi "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" adıyla 17 Kasım 1924 tarihinde, Kazım Karabekir Paşanın öncülüğünde kurulur...
Mustafa Kemal Paşa bu "bayrak açan" paşaları iyi tanıyordu; pes etmeyeceklerini biliyordu. TCF'yi kurmaları bunun somut bir kanıtıydı.
Yeni parti o güne kadar merkezden atanan belediye başkanları için seçim yapılmasını savunuyordu. Bu arada ekonomik sıkıntılara ve kişisel mağduriyetlere yoğunlaşan TCF'ye halkın ilgisi her geçen gün artıyordu. Aralık 1924 seçimlerini, TCF katılmadığı için Cumhuriyet Halk Fırkası kazanmıştı. Ama Bursa ve Kırklareli gibi illere TCF destekli bağımsız adayların kazanması, TCF'nin seçimlere girmesi halinde iktidar partisinin nasıl bir hezimete uğrayacağını açıkça gösteriyordu.
Nitekim Bursa seçimlerini kazanan Nureddin Paşa'nın mazbatası iptal edilmiş ama yenilenen seçimleri yine kazanmıştı.
Ne var ki, TCF'nin "dini ve fikir inançlarına" saygılı olduğunu açıkça belirtmesi her nedense "vatana ihanet" kapsamına alınmış sonra da Şeyh Said isyanlarını bahane ederek TCF'yi 5 Haziran 1925 tarihinde kapatmışlardı!