Dünkü “Trenden inenlerin bir özür borcu yok mu?” başlıklı yazısında Ersoy Dede, Ak Parti’de en üst makamlarda görev alıp daha sonra Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a karşı bayrak açanların zamanında çeşitli mevzularda, özellikle de FETÖ hususunda Erdoğan’ı yanıltan isimler olduğuna dikkatimizi çekiyordu. Ve bu bayrak açanların Erdoğan’ı yanıltmalarından dolayı ne Erdoğan’dan ne de halktan özür dilediklerini vurguluyordu.
O dönem yaptığı televizyon programına FETÖ hakkında konuşmacı bulmakta ne kadar zorlandığını, kime telefon açsa bir mazeret uydurduğunu da yazısında anlatan Ersoy ağabey, şimdi bu kişilerin Başkan Erdoğan’ın yanında kraldan çok kralcı olduklarını da yazmış.
Hususiyetle FETÖ mevzusunda Başkan Erdoğan’ı sadece siyasi figürler değil, ilahiyatçılar ve yazarçizerler de yanılttı. Aralarında Başkan Erdoğan’ın da saygı duyduğu bazı ilahiyatçıların FETÖ’nün dinimiz tahrif operasyonlarında başı çekmeleri, FETÖ’yü halka bir hizmet hareketi olarak takdim etmeleri FETÖ’nün yayılmasına sebep oldu. FETÖ bu kişileri şehir şehir gezdirip örgütü meşrulaştırıcı konuşmalar yaptırdılar. Terör örgütü FETÖ ilahiyatçılara para verip örgütün gayesi doğrultusunda kitaplar yazdırdı. Müslüman Anadolu halkının zihninin ifsad edici bu kitaplar yüzbinlerce basılıp Anadolu sathından ücretsiz dağıtıldı.
Ersoy ağabeyin de yazdığı üzere siyasiler gibi Erdoğan’ı FETÖ mevzusunda yanıltan ilahiyatçılar ve yazarçizer takımı ne Başkan’dan ne de halktan özür dilediler. FETÖ’nün yağlı sofralarında başköşeleri tutanlar sanki kendileri değilmiş yüzsüzlüğüyle başkalarını suçladılar.
15 Temmuz sonrası, Anadolu’yu Müslümanlaştıran mayayı çalan kökün bugünkü temsilcilerine saldırmaya başladılar. 30 yıldır FETÖ tehlikesine dikkat çekenler hakkında utanmadan arlanmadan şerefsizce “Yeni FETÖ bunlar olabilir” diye ifrâzatlarını dışarıya vurdular!
Kendileri FETÖ’nün yağlı sofralarında semizlenirken vaaz kürsülerinde can pahasına FETÖ tehlikesine karşı halkı uyaran hocaları küçümsediler, görmezden geldiler. Bununla da kalmayıp, FETÖ’nün kendine tehlike gördüğü hocalara, mütefekkirlere karşı düzenlediği operasyonlara da erketelik yaptılar.
FETÖ tehlikesine karşı 30 yıldır bizleri ikâz eden isimlerden biri de Bayram Ali Öztürk hocaydı. Yarın Bayram hocanın şehadetinin sene-i devriyesi. 3 Eylül 2006 senesinde, İsmailağa’da verdiği vaaz sonrası dua ederken bıçakla şehid edilen Bayram hoca terör örgütünün lideri F.G. hakkında bakın neler söylüyor: “Fetullah Hoca'nın ilmi tam değildir. Çok sakatları var! Hocanın yaptıklarından hesaba çekilmeyeceği kanaati o cemaati bitirmiştir. Buradan bu cemaat gidecek, kesinlikle... Hitabetiyle herkesi büyülemiştir. Siyasî ve ekonomik lobileri güçlü. O gücünü bu sefer davada da haklıyız anlamına çekiyorlar... Aynı Hıristiyanlar gibi.”
Bayram hoca, FETÖ üzerinden Anadolu topraklarında yapılmak istenen Dinlerarası Diyalog fitnesi hakkında da şunları söylüyordu: “Diyalog süreci diyorlar... Diyalogun başını çekenler, "Bizimle sizin aranızdaki ortak noktaya gelin" âyeti kerîmesini öne sürüyorlar. Tamam da, niçin bu adamlar bu âyeti kerîme-i duydukları zaman, tâ 100 yıl evvel, biz bu âyetlere çağırdığımız zaman yanaşmadılar da şimdi siyasî ve ekonomik bakımdan çok güçlü oldukları şu zaman diyalog sürecini başlattılar. Bunlar çok mu düşkün imana ve İslâm'a ki bizimle diyaloga girmek istiyorlar. İhtiyacı da yok. Silah onda, teknoloji onda... Derdi ne? Şunu unutma: Batı tarihin hesabını görmek istiyor! Ne gerekiyorsa yapacak. Hocaları kullanacak, onu kullanacak, bunu kullanacak... Ne taktikler, ne taktikler!...”
Bunları söyleyen Bayram hoca camide şehid ediliyor ve FETÖ unsuru polis ve savcı marifetiyle de dosya kapatılıyor! Neden, niçin?..
Bu suale cevabınız var mı, dün FETÖ’nün yağlı sofralarında semizlenip bugün Bayram hocanın izinden gidenlere saldıran pek bilmiş ilahiyatçılar!
Bu suale cevap verin ondan sonra konuşalım yeni FETÖ kimler olacak diye!..