Genelkurmay Başkanımız kimdir?
- Bilmiyorum, Hayri Kıvrıkoğlu, Fatih Terim galiba! ...
Genelkurmay Başkanı’nın adı Hilmi Özkök iken sokakta bir TV kanalı programcısının gençlere sorduğu bu soru karşısında aldığı cevaplar bunlar. Bu duruma sadece ülkemizde rastlanan bir olay gibi görmek her ne kadar yanlış olsa da insan yine de güncel bilgilerden ve yaşamdan kopuk olan gençleri görünce üzülmeden edemiyor.
Tarih dersi öğretiminde yaşanan bazı yanlışlıklardan kaynaklanan sorunlar eğitim sistemimizde uzun süredir dillendirilmekte. Ama güncel yaşamdan ve gelişen olaylardan habersiz olan bir neslin yetişmesini sağlayan faktörler nelerdir diye soracak olsak işin içinden çıkmanın zorluğu da ayrı bir konu. 21. yüzyılda teknolojiden ve teknolojinin getirdiği birçok kolaylıklardan bahsederken bu imkânı yeni nesilleri yetiştirmede neden tam olarak kullanamıyoruz sorusu da sadece bizim ülkemize has bir sorun değil. Bunun da farkına varmak ve yetişen gençleri sadece kendi ülkemizde yaşanıyormuş gibi hatalarını da sorgulamak işin içinden çıkılmaz boyutlarından birini oluşturuyor.
***
İşin tuhaf olan kısmı ise yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıkıyor. A&G araştırma şirketinin 2010’da yaptığı bir anket sonucunda ülkemizden her iki kişiden biri kendisini Atatürkçü olarak lanse ediyor. Atatürkçülükten sonra ikinci sırada %44,6 bir oranla da ben ‘Milliyetçiyim’ diye kendini nitelendiren yine büyük bir kitle var karşımızda.
Ülkemizde sosyal hayatta karşılaştığımız gençlerin Atatürk resimli tokalarını saçlarına takmalarından tutalım da kollarına yaptıkları ‘K. Atatürk’ dövmelerini, 10 Kasım’da gözyaşlarını tutamadan hıçkıra hıçkıra ağlamalarına çoğunlukta şahit olmaktayız. Aslında şuan ki var olan ve yetişen neslin içinde Atatürkçüyüm diyen kesimin varlığı ihtimal dâhilinde % 50’den de fazladır desek yanlış olmaz. Aynı durum ben milliyetçiyim diyen gençler içinde geçerli, milliyetçiyim diyen gençlerin varlığı da yine hemen hemen % 50’lere yakın olarak da düşünülebilir. Milliyetçilik kavramı ise farklı anlamlarda tanımlara sahip olsa da genel anlamda vatanseverlik olarak adlandırıldığı aşikâr.
***
‘Evvela millete tarihini, asil bir millete mensup bulunduğunu, bütün medeniyetlerin anası olan ileri bir milletin çocukları olduğunu öğretmeliyiz.’ (1930)
‘Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek, Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.’
Atatürk’ün tarih ve tarih öğretimine yönelik sözleri tarih kitaplarının başında yıllardır özlü bir söz olarak yerini korudu ve korumaya da devam ediyor.
Atatürk’ün ölümünden sonra tarih derslerinin içeriği incelendiğinde ise tarih öğretiminin Atatürk’ün tarihe yönelik sözlerinden etkilenmediğini tam tersi sadece resmi bir ideolojiyi dayatmaktan başka bakış açısına sahip olmadığını söylememiz artık klişe olsa da yapılan en net ve doğru tespitlerin başında geliyor.
Yine bir TV kanalı Rusya’nın Suriye’de Türkmenlere yönelik saldırısından sonra bu sefer gençlere ‘Bayırbucak neresidir’ sorusunu yöneltir. Verilen cevaplar arasında, orası da neresi türünden cevapların çoğunlukta olduğu görülür.
Araştırma şirketleri ve yapılan gözlemler ülkemizde kendini Atatürkçü ve milliyetçi olarak adlandıran hatırı sayılır bir kitlenin olduğunu göstermekte.
Peki, o zaman soralım, Atatürkçü olmakla gurur duyup ben milliyetçiyim diyen kitlenin fazlalılığına rağmen Bayırbucak neresi diyen bu gençlik nasıl yetişiyor?