Hatta hastalıklı demokrasi anlayışınız... Hatta adaletten yoksun hukuk anlayışınız... Kendinizden başkasının hakkını hukukunu yok sayan bencilliğiniz... Önyargılarınız... Dahası bir türlü düzeltemediğiniz, iflahı imkânsız hastalıklı zihin yapınız...
17 Aralık’tan bu yana yaşadıklarımıza bir bakın... Devletin bütün kılcal damarlarına giren ve adına Paralel Örgüt dediğimiz bu yapı; aylardır ele geçirdiği bazı belgelerle, ortaya sürdüğü ses kayıtlarıyla, ülke çıkarlarımızı, demokrasimizi tehdit ediyor. Sabah akşam Başbakan’ın ses kayıtları yayınlanıyor; sözüm ona demokrat yazarlarımız, pek özgürlükçü aydınlarımız, çıkıp da bu hukuku ayaklar altına almaktır demiyorlar. Yasal olmayan ses kayıtları üzerinden tartışma yürütülmez demiyorlar. Etik değildir demiyorlar. Bu ses kayıtlarını ortaya koyan illegal yapıyı sorgulamak yerine, yayınlanan illegal kayıtlar üzerinden, “boşbakan”, “başçalan” hesaplarıyla o kayıtlar üzerinden twitter’da mavra yapıyor, facebook’ta hükümet istifa çağrıları yapıyorlar. Hükümetin meşruluğunu sorgulayarak ‘git git’ parmağı sallıyorlar.
Erdoğan’a zarar veriyor diyerek Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük telekulak skandalına sessiz kalıyorlar. Erdoğan’ı kriptoludan bile dinleyen, yatak odalarına giren bu yapı demek ki hükümeti de devirebilir; o halde dinlesin, en mahremimi bile dinlese helali hoş olsun diyor...
***
Mevzuyu biliyorsunuzdur. En azından twitter alemine kayıtlı olanların sağır sultanı dahi duydu.
Perşembe gecesi twitter’a erişimin engellenmesi hadisesinden bahsediyorum.
Özgürlükçü, demokrasi havarisi tüm aydınlarımızın, köşe kapmaca oynar gibi kanal kanal açıklamalar yaptıkları, feryat figan öldük bittik, tüm dünyaya rezil olduk açıklamaları yaptıkları geceden bahsediyorum.
Hepsi çok şirinlerdi. Nasıl da sevimli sevimli a’ları, ç’leri, s’leri r’leri söylemeyen ama çukulata isterim diye bir yandan da parmak sallayan ve ağlayan çocuklar gibiydiler.
Bir aydınımız ‘ulan hepimiz buradayız be’ narası atıyordu misal, erişimi engellenmiş twitter’dan. Bir diğeri de Tayyip Erdoğan’ın otoriter yüzünü Batı’ya göstermek açısından çok iyi oldu çığlığı atıyordu.
Ulan dedim arkadaş!
Hepiniz twitter’dasınız tamam da bir tane adam yok mu aranızda?
“Durun arkadaşlar, tamam Başbakan Erdoğan çıktı ‘kökünü kazıyacağım’ dedi ancak bir anlayıp dinleyelim mevzu nedir” diyecek bir kişi yok mu aranızda?
Bir taneniz de çıkıp “Eyy Ekrem Dumanlı en azından bu mevzuda sen konuşma. Zira senin hakkın yok. İki mavra yapıyorduk, fikir tartışması yapıyorduk.. Burayı da kirli oyunlarına alet ettiniz. Tüm dünya da twitter ifade özgürlüğünün simgesiyken burası sizin pis kirli işlerinizin simgesi haline geldi vs.” demez mi yahu!
Ya da... Ya da...
Biriniz de çıkıp “Burası çeteler aracılığıyla illegal yollardan elde edilen montajlı kayıtlarla sistematik bir şekilde karakter suikastı yapılan bir yere dönüştü ben yokum bu kirli oyunda” demez mi?
Biriniz de çıkıp ‘Yahu bu twitter Türkiye’de neden ofis açmaz?” diye sormaz ve ‘twitter’ı bu duyarsızlığından dolayı protesto etmez?
Birazcık Erdoğan karşıtlığınızı bir kenara koysanız ve okurlarınıza twitter erişiminin engellenmesine yönelik olarak dünya uygulamalarının nasıl olduğundan bahsetseniz olmaz mı?
Twitter’da adına hesap açılıp, sonra da uygunsuz fotoğrafları, videoları yayınlanan o kadın sen de olabilirdin Aslı Aydıntaşbaş değil mi? O kadın senin eşin de olabilirdi Cüneyt Özdemir, değil mi? Ne yapardınız başınıza böyle bir hadise gelseydi? Fikir özgürlüğü mü derdiniz, yoksa başka bir şey mi?
Elinizde mahkeme kararı olsaydı ve o mahkeme kararını uygulatamasaydınız ne yapardınız? Bir söyleyin bakalım.
Normal olanı ve doğru olanı twitter’a ulaşımın hepten engellenmemesi elbette.
Ancak yine normal ve doğru olanı twitter’ın her ülkede yaptığı gibi bu ülkede de ofisini açması ve mahkeme kararlarını uygulamasıdır.
Evet, hepiniz oradasınız... Ancak özgürlüğü, demokrasiyi içselleştirinceye kadar dağılın hepiniz!