Şüphesiz günümüz dünyasında, ABD merkezli küresel sistemin elinde çeşitlenebileceği, dünyayı kapsayan onlarca kozu vardır.
Bizi yakinen ilgilendiren iki konu üzerinden gelişmelere bakmakta yarar vardır.
Ukrayna üzerine 2 yıldır durmadan üretilen senaryo ve algı bir tarafa, gerçeğe odaklanarak süreci doğru analiz etmek zorundayız.
Ukrayna'ya sözde yardımlar yapan Batı'nın karşılığında çöktürülen bu güzel ülkeden beklentileri nedir?
Mesele sadece gerçekten Rusya'dan korunmak mı?
Ukrayna savaştan önceki haliyle şimdiki halini karşı karşıya getirdiğimizde, uçuruma sürüklenmiş Ukrayna portresini görmeyen kalmadı sanırım!
Alman Siyaset Bilimci Christian Reymann gerçeği şöyle izah ediyor:
"Herkes bize ısrarla diyor ki, bizler Ukrayna'ya karşılıksız yardım ediyoruz ama anlamamız gereken şudur ki; istenilen savunma desteği, silah ve finans desteği bu kredilerdir."
Ukrayna gibi dağılmış, geri ödeme kabiliyeti artık olmayan, ahalisinin yarısı ülkesini terk etmiş bir ülke, uluslararası kredi alıcısı olamaz. Bu zor durumu, kendi çıkarları için IMF kullandı.
Peki nasıl?
IMF ilan etti. Yeni parasal destek, Ukrayna kendi topraklarının yabancılar tarafından alım yasağını kaldırdığı zaman mümkün olacaktır! Bu savaşın başından, "Çernezyom" denilen yeryüzünün en verimli toprakları uğruna av süreci başlamıştır. Çünkü Ukrayna toprakları dünyanın en verimli topraklarıdır. Bu rezilliktir!" Ukrayna üzerinden savaş motivasyonu üretildiğinde, Putin ısrarla bunun Batı tarafından icat edilen süreç olduğunu beyan ederken, kimse dinlemek istemedi!
Oysa süreç her geçen gün Putin'i haklı çıkarmaktadır!
Şimdi devrede yeni koz vardır; Ermenistan!
ABD merkezli Batı adına Fransa devrede. Paşinyan, tıpkı Zelenskiy gibi aynı hatalı yolu denemeye itekleniyor. Karabağ husumeti sonrası tüm başarısızlığın anahtarı olarak Rusya'yı tanımlayan Paşinyan, Rusya ile ilişkileri bozma motivasyonuna yönelmektedir. Bazen geri adım atıyor, bazen kendini kaybediyor ve bir bakıyoruz Münih'te başka şeyler söylüyor. Moskova'ya geldiğinde ise başka moda giriyor.
Bu durum Güney Kafkasya'da istikrarsızlık arzu eden Fransa siyasetinin yansımasıdır.
Bir taraftan Türkiye ile diğer taraftan ise Rusya ile yarış haline giren Macron, yeni durum üretme peşindedir. Nedeni açıktır? Afrika'da rezil olan ve meydandan atılan Fransa, Ermenistan üzerinden Güney Kafkasya hamlesine müdahil olmak ister.
Her zaman ki gibi Kafkasya'da ayaklanmalar ve operasyonlar geçmişi olan Fransa, "yeni dünya paylaşımında" Kafkasya'da pay sahipliği için çaba harcıyor. Peki olan kime oluyor? Tabii ki Ukrayna'da olduğu gibi, Ermenistan'a! Burada "özgürlük, demokrasi, otoriterizm, diktatörlük" gibi alışık olduğumuz senaryolar üzerinden hareket edildiği de açıktır.
Fransa, Ermenistan kozunu sonuna kadar kullanmak istiyor.
Amacı gayet açıktır! Rusya ve Türkiye ile pazarlık yapmak, Azerbaycan'ı Fransa içinde beslediği muhaliflerle rahatsız etme yoluna girmek, huzursuz etmek ve Fransa'yı masaya "anlaşmak" için davet ettirmek! ABD merkezli Batı dünyasının en iyi becerdiği şey şudur; Doğu'nun zenginliğine çökmek!
Ve hiç değişmedi. Tüm savaşlarda motivasyon ne olduysa, şimdi de aynısı ile sahnede. İşin üzüntülü tarafı şudur, kullandığı tüm kozları sonunda satacak ve anlaşmaya otururken bugün savunduğu tüm gerekçeleri geride bırakacak. Yani Ukrayna gibi Ermenistan'ın da sonunda "satılanlar" listesinde olacağı açıktır!