Hatırlarsınız, CHP'nin başına müstehcen kasetle atanan Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne geçiş sürecinde bizleri kanla tehdit etmişti. Recep Tayyip Erdoğan'ın dirayetli liderliğiyle Türkiye, Kılıçdaroğlu'nun "Kan dökmeden Başkanlık sistemini gerçekleştiremezsiniz" tehdidine pabuç bırakmadı ve Eski Türkiye'nin köhnemiş sistemi tarihin çöplüğüne atıp Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'ne geçti.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminin arifesinde de yine kanla tehdit ediliyoruz. Bu sefer aracı kullanmadan tehdit direkt ABD'den geldi. ABD'nin dış politikalarının belirlendiği yazıların yer aldığı söylenen Foreign Policy Dergisi'nde 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Başkan Erdoğan'ı kanlı bir sonun beklediği yazıldı: "Erdoğan, iktidarı elinde tutmaya daha az bağlı kalsaydı ve bir seçim kan gölüne dönüşmeyi vadeden bir ortamda kovulmayı beklemek yerine, kendi isteğiyle daha önce istifa etmiş olsaydı, çok farklı bir mirasa sahip olabilecek türden bir liderdi."
Recep Tayyip Erdoğan; Batıcı Gezi Ayaklanması'nda, Güneydoğu bölgesindeki hendek terörü ve kalkışmasında, 17-25 Aralık yargı darbesinde veya 15 Temmuz işgal teşebbüsü gibi kendisine yönelik saldırılarda direnip istifa etmediği veya onlarla anlaşmadığı için bir kez daha tehdit ediliyor. Deniliyor ki, 2023 seçiminde ortalığı kan gölüne çevireceğiz ve seni kovacağız.
Ne diyordu ABD Başkanı Joe Biden: "Yani çok endişeliyim. Ama benim yaptığım gibi onlarla doğrudan temasa geçip Erdoğan'ı yenecek duruma gelmeleri için hâlâ var olan Türk liderliği unsurlarından daha fazla verim almalı ve onları güçlendirmeliyiz."
Başkan Erdoğan'a karşı Türkiye'deki muhalefeti desteklemekten bahseden Biden ve ekibi için Türkiye'deki seçim çok önemli. Niçin önemli olduğunu da Washington Post Gazetesi'nde "2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de olacak" başlığıyla yayımlanan bir analiz yazısında seçim sonucunun ABD, Avrupa, Orta Doğu ve Asya'daki dengeleri değiştirebileceği vurgulanıyor. Analizde, Türkiye'deki seçimlerin özellikle Türkiye'nin son dönemdeki hem savunma sanayiindeki atılımları ve Ukrayna-Rusya savaşındaki rolü nedeniyle dünya güçlerinin de yakın takibinde olacağı belirtilirken Başkan Erdoğan'ın dünya çapındaki tesirine de dikkat çekiliyor: "Ankara'nın dünya meselelerindeki etkisi, Erdoğan'ın uzun süre iktidarda kaldığı süre boyunca elde ettiği başarıları kanıtlıyor. Buna rağmen, yurtiçinde ve yurtdışında, seçim beklentileri karışık duygular uyandırıyor."
Ve analiz şu dikkat çekici ifadeyle bitiyor: "Türkler oylarını kullanana kadar batılı liderler gergin durumda kalacak."
Hani alt tarafı bir Cumhurbaşkanı seçimiydi? Madem böyleyse bizler oy kullanana kadar batılı liderler niye gergin olacaklar? Onları geren ne?
Türkiye'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçim heyecanı ABD'de ve Batı'da yaşandığı kadar, Erdoğan karşısına bir aday bile çıkarmayı beceremeyen 6'lı masada yaşanmıyor. Biden bunlara güveniyor ama masa ha yıkıldı ha yıkılacak.
Avrupa'nın göbeğinde Başkan Erdoğan'ın kuklasını ayağından asmakla, Türkiye'yi kan gölüne döndürmekle ve onların aramızdaki işbirlikçilerin tehditleriyle bizlere gözdağı verdiğini sananlar 15 Temmuz gecesini çabuk unutmuşa benziyorlar. Sanıyorlar ki bir tek onların hazırlığı var!...
Her şey bu kadar apaçıkken Başkan Erdoğan'ın yanında olmayacağız da bizleri tehdit edenlerin mi yanında olacağız?
Şeytan azapta gerek, Batılı liderlerin gerginliklerini arttırmak bir vatan borcudur!