8 yıl önce bugünlerde Batıcı Gezi ayaklanması başlamıştı.
Polisin içinde yer alan FETÖ'cü unsurların ayaklanan Batıcıları kollamasıyla ayaklanma 3 ay sürdü. Yıllarca devrim hayali kuranlar ABD ve Batı'nın desteğiyle meydan ve sokakları devrimci şiddetle işgal ettiler. Aylarca yaktılar, yıktılar, yağmaladılar.
Batıcılar sokaklarda devrimci şiddeti otobüs duraklarına bile uygularken, başta ABD'nin emperyalist unsurlarından CNN'in canlı yayın aracı olmak üzere Batı medyasının araçları Taksim meydanında 'devrimci koruma' altındaydı; devrimciler Batı medyasının canlı yayın araçlarına çizik atmak şöyle dursun araçlara pasta cilayı dilleriyle yapıyorlardı!
Onlar devrimci şiddeti, kendilerine destek vermeyen Türk yayın kuruluşlarının canlı yayın araçlarına tatbik ediyorlardı. Tahrip edilen Türk yayın kuruluşlarına ait araçlarının önünde, şimdilerde ABD'den maaşa bağlanan Solcu gazeteciler gülerek pozlar veriyorlardı. Tahrip edilmiş Türk yayın kuruluşlarına ait canlı yayın araçlarının önünde mutluluk fotoğrafı çektiren 'bağımsız gazeteciler' hemen yan taraftaki Batı medyasının canlı yayın araçlarında "Türkiye'de özgür gazetecilik yapamadıkları" yalanını söylüyorlardı. Yaltaklanmalarının ödülünü kaptılar, hepsi maaşa bağlandı. Bu hususu yeni duyanlar, ABD'nin maaşa bağladığı, kendilerine hâlâ 'bağımsız gazeteci' diyenler hakkında aylarca önce yazdığım yazılara bakabilirler.
Batıcılar devrimci şiddetle önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkarlarken FETÖ'nün yayın organı Zaman Gazetesi'nde, Recep Tayyip Erdoğan'ın aklı melekelerini kaybettiği, akıl hastanesine kapatılması gerektiği yazılıyordu. Tablo tamamlanmıştı!..
Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın teslimiyetçi tavrından da cesaret alan ve Recep Tayyip Erdoğan'ın yurtdışı gezisinde olmasını fırsat bilen Batıcı asiler Ak Parti hükûmetine şartlar dayatmaya başladı. Asilerin İstanbul'da 3. köprü ve 3. havaalanı yapılmasın diye başlayan dayatmayı Recep Tayyip Erdoğan çöp sepetine attı.
O dönem Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yüzde 50'yi zor tutuyorum" sözüyle dalga geçen Batıcı asiler, yurtdışı gezisinden dönüşünde Erdoğan'ı onbinlerce Müslüman Anadolu evladı gece yarısı sokağa dökülerek karşılamasıyla inlerine dönmek zorunda kaldılar.
Recep Tayyip Erdoğan'ı devirmek için çıktıkları meydanlarda sadece Türk medyasına ait canlı yayın araçlarına devirebilen Batıcılar "Biz çevre için sokağa çıkmıştık" dediler; tıpkı FETÖ'cülerin 15 Temmuz'da darbe yapamayınca "Tiyatro" demeleri gibi!
Geçtiğimiz Cuma günü Taksim Camii'nin açılışını televizyondan seyrederken gözümün önüne 8 yıl önceki Taksim'den görüntüler de geliyordu. Hamdolsun, Batıcıların yakıp yıktığı, Batı emperyalizminin canlı yayın araçlarının doldurduğu meydanı şimdi müminler doldurmuştu. Dirayetli ve cesur bir liderin öncülüğünde Batıcılar'ın bir direnç noktası da böylece kırılmış oldu!
Batı ve Batıcılar bu topraklarda tekrar hâkimiyet kurma hayallerini bugünlerde bir çete liderine bağladılar; "Bir umuttur Sedat Peker" diyorlar; çete liderine umut bağlayacak kadar zor durumdalar! Allah'ın izniyle daha beter olacaklar...