Terör ve terörizmle mücadele 20. yüzyılda devletlerin en önemli sorunlarından biriydi. 21. yüzyılda da benzer sorun devam ediyor. Korku yayan, devletlerin varlığını tehdit eden, insanların can ve mal güvenliği yaşadığı bir sistemi kimse istemez. Bu yüzden de gerekli tedbirleri alır.
11 Eylül sonrası ABD için esas tehdit El-Kaide’ydi. 21 Ekim 2001’de çıkarılan Vatanseverlik Yasası’yla Amerikan devleti gerekli tedbirleri almaya çalıştı. Bunlardan biri de mal ve hesaplarına el koymaktı. Yakın tarihte ABD bunun birçok örneğini bize gösterdi. Çünkü hiçbir terör örgütünün malvarlığı olmayacağı gibi, bunların propagandası da yapılamazdı.
Afganistan ve Irak işgalleri başladıktan sonra Amerikan devleti El-Kaide’yle irtibatlı birçok şirketin ve işadamının malına el koydu. Onlardan bazıları şöyle:
ABD Hazine Bakanlığı 2004’de terör örgütü El Kaide’ye destek verdiklerinden şüphelenilen iki Suudi’nin mal varlıklarının donduruldu. Bakanlık bildirisinde, bu kişilerden, Riyad yönetiminin muhalifi olarak bilinen Saad el Fakih’in Londra’da oturduğu ve Suudi Arabistan’da İslami Reform Hareketi adlı örgütün lideri olduğu, Fakih’in Riyad yönetimini barışçı yollardan devirmeyi amaçladığı söylendi.
Suudi Arabistan’da İslami Yardım Vakfı adlı örgütün lideri olan Adil Batterce adlı diğer Suudi’nin ise “Dünyada terörizmin en önemli mali destekçilerinden biri olduğu ve El Kaide’nin terör eylemlerini finanse etmek için kişisel servetini kullandığı” kaydedildi.
5 Aralık 2007’de ABD, El Kaide’nin Cezayir kanadının lideri olduğu belirtilen Abdülmalik Drukdel adlı bir şahsa yönelik mali yaptırımları yürürlüğe koydu. Drukdel’in eski adı Salafist Vaaz ve Savaş örgütü olan “İslami Mağrip El Kaide” adlı grubun emiri (lideri) olduğu belirtildi. Örgüt, Eylül ayında toplam 57 kişinin öldüğü iki intihar saldırısının sorumluluğunu üstlenmişti. ABD Hazine Bakanlığı’nın aldığı bu kararın sonucu olarak, Drukdel’in ABD topraklarına bulunan her türlü varlığı donduruldu. Bu kararla Amerikan vatandaşları ve şirketlerin Drukdel ile iş yapması yasaklandı.
ABD 2010’da El Kaide şebekesinin mali operasyonlarının başındakilerden biri suçlamasıyla, Usame Bin Ladin’in damadı Muhammed Abdullah Hasan Ebul Hair’in mal varlığını dondurdu. Hazine Bakanlığı, yazılı bir açıklamada bulunarak, ayrıca Amerikan vatandaşlarının 35 yaşındaki Suudi Arabistan vatandaşı Ebul Hair ile irtibata geçmesini de yasakladı. Amerikan yönetimi Amerikan çıkarlarına yönelik belli bir terör saldırısı amacıyla yüz binlerce doları transfer etmekle suçlanan bu kişinin, Suudi Arabistan tarafından 2009’da yayımlanan 85 kişilik arananlar listesinde yer aldığını da belirtildi. 90’lı yılların ortasından beri El Kaide üyesi olan Ebul Hair’in aynı zamanda Bin Ladin’e korumalar temin ediyordu.
2011’de El Kaide’nin üst düzey üyeleri olduğunu bildirdiği 3 kişiye yaptırım uygulamaya başladı. ABD Hazine Bakanlığı, Pakistan’da bulunan Ebu Yahya El Libi, Abdurrahman Uld Muhammed El Hüseyin Uld Muhammed Salim ve Mustafa Hacı Muhammed Han’ın ABD’deki malvarlıklarının dondurdu.
Bakanlığın o zamanki Mali ve Terör İstihbarat Müsteşarı David S. Cohen, yaptırımların “El Kaide’nin kalan yönetimine ve Pakistan’daki operasyonlarına darbe” olduğunu belirtti. El Libi’nin El Kaide komutanı, Salim’in örgütün üst düzey lideri ve Han’ın da yöneticisi ve kuryesi olduğu kaydedildi.
Bu tür malvarlığına el koymanın daha çok örneği var. Aynı şekilde de El-Kaide’yle bağlantılı olduğu düşünülen gazete ve dergilere de el konuldu. Çünkü milli güvenlik söz konusu olduğunda akan sular durur.
Bizde olması gereken de budur. 6415 sayılı kanun terör örgütlerinin malvarlıklarına el koyma ve onları dondurma hakkını sonuna kadar veriyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı örgütün adını FETÖ koydu. FETÖ de bizim milli güvenliğimizi tehdit ediyor. Terör ve terörizmle mücadelede finans ve medya ayağı çok önemli. Para akışını kestiğiniz anda örgüt neye uğradığını şaşıracaktır.