New York Times’in Washington Post’un, The Economist’in, Bild’in vesaire topyekün ‘Batı’nın çok ‘saygın’ medya kuruluşlarını besleyen biberonunu söyleyeceğim.
***
“Uzun araştırmalar ve soruşturmalar ve elbette bir dedektif gibi sürdüğüm iz neticesinde bu bağlantıyı kurdum. Ehem ehem...”
Şeklinde kasılarak bir cümle kurmayı...
Ya da... Gözlerin hafiften kısılarak “Vavvvv...” şeklinde bir cümle duymayı çok isterdim.
Ama öyle değil.
Gerçi 48 saattir bilgisayara bakarak, aralıksız okuma yapmaktan gözlerimin içi hafiften kan çanağına döndü ama olacak o kadar.
Ne diyordu atalarımız “Taş atıp da kolun mu ağrıdı?”
***
Batı’nın çok “saygın” medyasına göre:
Türkiye IŞİD’den petrol alıyor, IŞİD Türkiye’de elini kolunu sallaya geziyor, elaman ihtiyacını Hacıbayram’dan karşılıyor... Türkiye IŞİD’e kol kanat gerip, gözetip kolluyormuş. Zaten Kobani’ye de bu yüzden girmemiş. Erdoğan demokrasiden vazgeçmiş, dolayısıyla meşruiyetini yitirmiş!
Otokratmış, diktatörmüş, tek adammış, aksiymiş, sinirliymiş!
Amerikan’ın, Fransa’nın, Almanya’nın efendim İngiltere’nin çok ama çok medya kuruluşu olan dergisi, gazetesi ve orada yazan dünyaca saygınlığı olan akademisyen söylemiş. Valla billa öyleymiş! Kendileri demiyormuş onlar diyormuş! Referans güçlü. Medya saygın! Heyt be kim tutar sizi!
Yalanınızı sevsinler e mi?
***
Bunlarda yüzsüzlük de hırtlık da diz boyu.
“Efendim” diyorlar bir de... “Batı dünyası daha düne kadar Erdoğan’ı el üstünde tutuyordu, dünya lideri diyordu.”, “Avuçları patlayıncaya kadar alkışlıyorlardı. İslam ülkelerine örnek gösteriyorlardı.”
Ee, güzel kardeşim.
“Eeesi beesi var mı? Erdoğan iktidarının ilk yıllarında demokratik ve özgürlükçü birisiydi.”
Eeee... “İcraat yapıyordu. Reformlar yapıyordu. Ülkede önemli işler gerçekleştirdi. Ama sonra güç sarhoşluğuna kapıldı. Özgürlükçü kimliğinden vazgeçti baskıcı birisi oldu. Kimseyi dinlemiyor?”
Eeee... “Batı medyası da şimdi eleştiriyor. Haksız mı?”
Batı’nın ‘saygın!’ medya kuruluşları da şimdi Erdoğan’ı bu yüzden eleştiriyormuş!
Bak sen!
Dolayısıyla buna ‘algı operasyonu’ denmezmiş!
Olur, güzel kardeşim!
***
Birkaç gün önce Zaman’da Abdülhamit Bilici “Dış gözle Türkiye’nin gidişatı’ başlıklı bir yazı yazıp, vakti zamanında Erdoğan’ı çok seven ancak şimdilerde sert eleştiriler yapan Alman gazetesi Die Zeit’tin Michael Thumann’ın görüşlerine yer verince....
Batı medyasının Erdoğan’a yönelik olarak itibarsızlaştırma operasyonuna yönelik internette iki gün süren bir sorgulama yaptım.
Ve Hürriyet’in yayın yönetmeni Sedat Ergin’in bir yıl önce kaleme aldığı bir yazı dikkatimi çekti. Daha doğrusu itiraf mı demek lazım yoksa kendi medya gruplarının gücünü ‘aba altından sopa’ olarak göstermeye mi çalışmış bilemedim.
Nasıl gözlerden ve dikkatlerden kaçmış?
Ergin’in kaleme aldığı ‘Batı basınındaki yeni Erdoğan algısı’ başlıklı yazı 8 Haziran 2013’te kaleme alınmış.
Sedat Ergin, Batı dünyasının önde gelen haber kanallarının ve gazetelerinin öncelikli gündem maddesinin Türkiye olduğunu yazarak bunun nedenleri üzerinde kafa yormuş! Ve Batı medyasının neden Erdoğan’dan vazgeçtiğinin, dün göklere çıkarırken bugün neden ‘eleştirdiği’ sorusunun yanıtını bulmuş!
Sebebini şu sözlerle açıklıyor Ergin: “Bu yayınların değerlendirmesine geçmeden önce geçmişle ilgili bir saptama yapmamız gerekiyor. Erdoğan’la ilgili eleştirel bakış aslında Batı basınında ilk kez 2009 sonrasında Doğan Grubu’na dönük astronomik vergi cezalarından sonra belirmiş, pek çok prestijli gazetede Erdoğan’ı ‘otokrat’ olarak nitelendiren yazılar çıkmış, bu bakış daha sonra 2010 sonrasında yerleşmeye başlamıştır. The Economist’in kapağında Erdoğan’ın Osmanlı padişahı kostümü içinde elinde tespihle göstermesi ve kendisinden ‘sultan’ diye söz edilmesi Batı basınındaki bakışın nereye gelmekte olduğunun çarpıcı bir örneğidir.”
Economist’in ‘Sultan’ kapağı var ya, o kapak önce 2008 yılında Tempo dergisinde çıktı. Zaten Economist’in kapağı Tempo’dan diye haber de çıkmıştı. Hatırlayın.
Okudunuz mu? Gördünüz mü itirafı?
Peki, size bir soru. Erdoğan üzerinden Türkiye’ye yönelik olarak algı operasyon haberlerinde kim başı çekiyor? Ben söyleyeyim.
Peki, Batı medyasında çıkan haberler anında ‘Sert eleştiri’ başlıklarıyla hangi medya grubumuzda yer alıyor? E onu da ben söylemeyeyim.
İtirafa bakar mısınız? Yüzsüzlüğe bakar mısınız?
Aydın Doğan’a astronomik vergi cezalarının karşılığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘diktatör’, ‘otokrat’, ‘baskıcı’, ‘IŞİD’çi’, ‘Kaçak Saraycı’, ‘Özgürlükleri kısıtlayan adam’ olarak dönüyor. 2009 yılından bu yana hem de...
Ben demiyorum, Sedat Ergin diyor...
Amberin Zaman ‘Türkiye-IŞİD’ konusunda geçenlerde Batı’ya isyan ediyordu, o kadar yazdık çizdik niye geç kaldınız mevzuyu anlamakta, diye.
Konuya devam inşallah...