106. duruşmasıyla 28 Şubat Davası sona erdi. Darbe mimarlarınca '1000 yıl' süreceği söylenen 28 Şubat Postmodern Darbe Süreci, 21 yıl aradan sonra 106. duruşmasıyla ilk muhakeme etabını bitirdi. 103 sanıkla başlayan dava devam ederken, 4 kişi daha evvel vefat etmişti, Cuma günü 99 sanıklı dava kararını verdi. Delil yetersizliğinden beraat edenler oldu. Zamanaşımı dolayısıyla davası düşenler oldu. Müebbeden hapse mahkum edilenler oldu... Temyiz sürecinin de dolmasıyla, karar kesinleşmiş olacak... Bu davayla 28 Şubat'ın süreç değil darbe olduğu kesinleşti. Batı Çalışma Grubu'nun işlediği darbe suçu yargı arşivlerine geçti.
***
Davayı sadece avukat olarak izlemedim. Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Cavit Tatlı'nın da dediği gibi, hepimiz bu davanın mağduruyduk. Davayı omuzlayan üstadlarımızdan Avukat Cüneyt Toraman, ''her yara zamanla, er ya da geç kapanır, darbe yarası ise ancak adaletle kapanır'' diyordu. Peki, adaletle kapandığını söyleyebilir miyiz 28 Şubat Davası'nın...
Buna en anlamlı cevabı 21 yıldır davayı omuzlamış avukatlarımızdan Necip Kibar verdi; ''bu muhakeme aysbergin su üstünde görünen kısmıdır, oysa medya, iş dünyası, YÖK ve Yargı kısımları da darbeye aktif karışmıştır. Adalet, darbeye iştirak etmiş tüm unsurların yargılanmasıyla tecelli edecektir'' dedi... Avukatlarımızın her birine çok teşekkür ediyoruz, onların hakkını ödeyemeyiz, Rabbimiz dünyada ahirette onlara iyilik, güzellik, şeref bahşetsin...
Her ne kadar hayatlarımıza mal olmuşsa da, maruz kaldığımız darbeyi sabırla muhakemeye taşıdık. Salonda davayı takip etmek için yurt dışından gelmiş mağdurlar vardı. Gözlerimizden yaşlar sızıyordu sessizce birbirimize sarılıyorduk. 20 yıl aradan sonra karşılaştığım arkadaşlarım oldu. İnsan kendisini göremediği için yılların nasıl akıp geçtiğini, yaşlandığını ancak akranlarını uzun yıllar sonra gördüğünde fark ediyor. Biz 28 Şubat sürecinin o ağır demirden paletleri altında çocukluğunu, gençliğini geçirmiş kişilerdik... Hukukçu hanımların bilinçli duruşu için çaba sarf eden Figen Şaştım'ın çabası çok değerli... Hukukun Üstünlüğü Platformu bünyesindeki avukat arkadaşlarımızın mihmandarlığında çoğu öğretmen olan iki otobüs dolusu onur sahibi insan, İstanbul'dan çıkıp gelmişti... Halen 28 Şubat sürecinde FETÖ kumpaslarıyla hapse girmiş kişiler var içeride. Adalet tam anlamıyla gerçekleşmiş sayılmaz. 28 Şubat, gizli saklı bir şey değildi, herkesin gözü önünde yaşandı, tüm millet mağdur edildi. Halka, ''metastas yapmış habis urlar'' diyen, milleti ''Birinci Tehlike'' gören kibirli bir üstten bakıştı 28 Şubat... Yargılandı...
28 Şubat Davasını üç kuşak olarak birlikte takip ettik. 106 duruşmadır davayı takip eden üstad avukatlarımızdan Muhammed Emin Özkan beyefendi, Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in avukatlığını da yapmıştı vakti zamanında, son duruşmada aynı sırada onunla yan yana oturmak büyük şerefti. Diğer yanımda sevgili kardeşim Avukat Elif Koşar vardı, Elif'in annesi Dr. Emine Serim de başörtüsü yasaklarını kısa yaşamının her anında çekmişti, hayatını bu süreçte yitirmişti. Salonda olmayanlar da oradaydı... Avukat Macide Göç, Özlem Özyurt, Güzeyya Bingöl ve daha pek çok arkadaşımızın ruhu da bizimle birlikteydi...
***
Türkiye Cumhuriyeti, hitama eren 28 Şubat davası ile birlikte, darbeleri yargılayacak milli iradeye sahip bir ülke olduğunu tüm dünyaya ispat etmiştir. 1960 ve 1980 darbelerini yargılayamadık, nesillerimiz heba edildi... 28 Şubat darbesini yargılayıp muhakemeyi neticelendirmiş olmaksa, 15 Temmuz darbe ve işgal kalkışmasını yargılama konusunda çok önemli bir merhaledir...
Davayı takip etme konusundaki hassasiyeti dolayısıyla Star gazetesine şükranlarımızı sunarız. Genel Yayın Yönetmenimiz Nuh Albayrak Beyefendi ve Yazıişleri Müdürlüğü kadromuz, İç Haberler Dairemiz her aşamada davanın sesi oldular. Arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum.