Geniş Aile dizisinin sinema uyarlaması Geniş Aile Yapıştır filminin başarılı oyuncusu Ufuk Özkan genç meslektaşlarını menajerlerin oyununa gelmemesi yönünde uyarıyor: “Batan işlerde oynayanların kaşeleri düşüyor.”
- Geniş Aile’nin televizyon ve sinema macerası arasındaki en büyük fark nedir?
Geniş Aile, diziyken 108 hafta boyunca yayın hayatında başarılı bir şekilde kaldı. Tabii arada irtifa kayıpları oldu ama yeni başka bir bölümüyle yine sevenlerini utandırmadı. Seyircimiz dizimizi çok sevdiği için bizi izlemeye devam etti. Ama sinemada 108 değil bir kurşununuz var. Aynı başarıyı yakalamak zorundayız çünkü beklenti ve özlem büyük. Umarım sevenlerimize aynı başarıyı beyazperdede de yaşatırız.
- Ömer Uğur aslında siyasi filmler çeken bir yönetmen. Son dönemde Guruldayan Kalpler ve sizin filminizi yönetti. Meslekten bir komedyen olarak aynı dili tutturabildiniz mi?
Ömer Uğur hocam yürüyen bir kütüphanedir. Çok zeki, başarılı bir yönetmen. Ne mutlu bana bugüne kadar dört projede beraber çalıştık. Bukalemun gibi adamdır, her duruma bürünür, ayak uydurur. Biz zorlanırız bazen, o bizim işimizi bilgi ve tecrübesiyle kolaylaştırır. Öperim ellerinden.
Üçüncü film neden olmasın?
- Geniş Aile Yapıştır’da hazine avcısını oynuyorsunuz. Salak Milyoner filminde de benzer bir konu vardı. Bu filme gönderme var diyebilir miyiz? O filmi seyrettiniz mi? Herhangi bir etkilenmeniz oldu mu?
Tabii ki defalarca izlediğim Yeşilçam filmlerinden birisidir ama hiç öyle bir etkilenme olmadı. Şimdi siz sorunca aklıma geldi define, hazine arayışı birçok filme konu olmuştur zaten.
- Çok beğenilmiş bir dizinin sinema versiyonunu yapmak aynı zamanda biraz da riskli bir iş. Dizinin fanlarından nasıl bir tepki bekliyorsunuz?
Geniş Aile sevenlerinden çok istek alıyorduk ‘Tekrar bir araya gelin’ diye. Biz de çok hallendik bu fikre. Çok özlemişiz Geniş Aile’yi. Diziyken tadı damağımızda kalmıştı filmle aynı afiyeti tekrar yakalarız inşallah. Öyle olursa çünkü bir tabak daha isteyeceğiz. Geniş Aile Yapıştır 3 neden olmasın?
- Eskiden sinemanızda star sistemi vardı. Şu an daha çok televizyonda ünlenen oyuncuların sektörde ağırlığını görüyoruz. Bu sinemamız için bir risk oluşturmuyor mu?
Hayır, asla, nerede bolluk orada bereket vardır. Eskiden magazin diye bir şey yok denecek kadar azdı. Televizyonu saymıyorum bile Perihan Abla, Bizimkiler dizilerinin çok öncesinden bahsediyorum. Oyuncuların özel hayatı, filmleri ya da tatillerinden kareler barındıran, ayda bir-iki çıkan dergiler vardı. Bugün öyle değil sektör çok büyüdü. Filmler, diziler, reklamlar, yarışmalar, spor programları... Pasta çok büyük, herkes tatmak istiyor haliyle. Özetle iyi iş tutar, kötü iş tutmaz. Kanal, oyuncu, yönetmen, sinema dağıtımcısı gibi çok parametre var bugün. Birçok seçenek arasından seyircimiz mutlaka izleyecek en az beş iş buluyor.
Kalite anlamında iyiyiz
- Özellikle sinemada usta-çırak ilişkisi çok önemlidir. Günümüzde yönetmen ya da oyuncular böyle bir ilişkiyle pişme şansına sahipler mi?
Usta-çırak ilişkisi günümüzde menajer oyuncu ilişkisine döndü. Kendi cebini doldurma niyetindekiler, bu uğurda, oyuncuları olur olmaz projelere yapıştırmaya kalkan çok menajer var. Bu özellikle genç oyuncuların çok dikkat etmesi gereken bir konu. Yeni bir proje açık kalp ya da beyin ameliyatı gibi milim milim sabırla, ince eleyerek yapılması gereken bir süreç. Aman diyeyim batan işlerin oyuncusu olmayın. Sonra adınız çıkıyor, kaşeniz düşüyor. Menajerlerin elinde çok oyuncu var, onlar kazanmaya devam ederler... Bu da naçizane bir ağabey nasihati.
- Bağımsız veya sanat filmlerinin dışındaki yapımların Türk sinema dilini oluşturmadaki önemi ortada. Bu anlamda gişe filmlerinin genel kalitesini nasıl buluyorsunuz?
Ben bu hadiseye sadece şöyle bakıyorum: İster gişe, ister bağımsız, ister sanat, ister çizgi film, ne olursa olsun yeter ki Türk filmi olsun ve onu vizyonda görelim. Eskiden bir sinemaya gittiğinizde salonların çoğunda yabancı film olurdu. Belki aylarca Türk filmi gösterime girmezdi. Bugün çok daha fazla Türk filmi sinemalarda. İyi-kötü film bilemem ama kartopu gibi çoğalsın. Ayrıca kalite anlamında yabancı filmlere takla attıran çok filmimiz var.
Yeni bir Aile İşi geliyor
- Türk sinemasında 2000 sonrasında dramatik komedi yerine absürt komedinin ağırlığını görüyoruz. Siz hangisini tercih edersiniz?
Yeni olan her şey bir risk taşır. Geniş Aile, senaryosuyla karikatür dergisinin ete kemiğe bürünmüş haliydi. Ama seyircimiz oyuncuları ve bu yeni absürt dili çok sevdi. Her tutan yeni fikrin başka projelerde denemeleri oldu televizyonda ama galiba hiç biri Geniş Aile kadar sevilmedi o dönemlerde. Çünkü tatlı bir kıyaslama yapılıyordu.
- Kamera arkasına yaklaşımınız nedir. Böyle bir planınız var mı gelecek için?
Bu soruyu oyuncu arkadaşlarım da sorar ama benim işim kameranın önü, herkes en iyi bildiği ve en mutlu olduğu yerde olsun.
- Bundan sonraki projenizi öğrenebilir miyiz?
Kasım ayında yeni bir diziye başlayacağım, projenin adı Aile İşi. Füsun Demirel, Hasibe Eren, Selen Seyven, Murat Akkoyunlu, Can Bonomo ve başka sürpriz oyuncuların olacağı bir dizi. Yolumuz açık olsun.