Başrolde krem şanti var

Şeflerin Savaşı, yemek yapmanın insana mutluluk veren bir sanat olduğunu anlatıyor. Filmde birbirinden lezzetli yemek ve pastaların yapılışını izlerken, midenizin ve iştahınızın sesine kulak vereceksiniz... Sinema salonundan sonra, büyük olasılıkla da bir gurme restoranına gitmek isteyeceksiniz. 

Sinema asla sizi tekdüzeliğe düşürmez. Çünkü hep dediğimiz gibi sinema hayatın bir yansımasıdır. Hayatın renklerini, sinemanın kendi dilini başarıyla kullanan yönetmen, senarist ve oyuncular yorumluyorsa işte o zaman tadından yenmez. Size birçok filmi tanıttık, kritiğini yaptık. Kimi aksiyondu bol patlamalı, kimi bilimkurguydu yıldızlar arasında geçti, kimiyse aşk filmiydi gözlerimizi yaşarttı.

Bu hafta öyle bir film seçtik ki iştahınızı kabartacak, hem gözünüze hem midenize seslenecek. Üstelik bunu yaparken de güldürecek, duygulandıracak. Şeflerin Savaşı öyle bir başyapıt değil. Sinemanın köşe taşlarından biri de olmayacak. Ama sinema sanatının insana dokunan yanını çok iyi kullanan bir yapım olduğunu göreceksiniz.

Filmin yönetmeni ve senaristi Daniel Cohen. Fransız sinemasının çok da sesi duyulmamış ama yaptığı üç filmle sağlam bir sinemacı olduğunu kanıtlamış bir isim. Oyuncu kadrosu da çok iyi. Her şeyden önce Jean Reno başrolde, onun yanında Fransız komedyen Michael Youn rol alıyor. Youn’u biz fazla tanımıyoruz. Ama bu filmde de göreceksiniz ki abartmayan oyunculuğu ve doğal yeteneğiyle iyi bir komedyen ve artist. En önemlisi ise Jean Reno ile harika bir ikili oluşturmuşlar.

Filmin diğer başrolüyse yapımda gösterilen birbirinden enfes yemekler. Dana kontrfile, dil balığı, krem şanti ve daha birbirinden lezzetli bir sürü yemeğin içine dalıyorsunuz filmi seyrederken.

HAYATA ZEVK KATMANIN BİR YOLU

Filmin konusuna gelince, Jean Reno’nun canlandırdığı Alexandre ünlü bir aşçıdır. Kendi adına açılan restoranında her sezon yarattığı yeni tariflerle bu ününü hakkıyla kazanmıştır. Ama karısının ölümünden sonra büyüsü kaybolmuş ve tekrara düşmüştür.

Restoranın işletmecisi yeni tatlar aramakta ve yemek pişirmeyi bir sanat değil para kazanma aracı olarak görmektedir. Alexandre’dan kurtulmak ister. Öncelikle aşçıbaşının yardımcılarını ayartır ve başka ülkelerdeki restoranlara gönderir.

Filmin oyuncu kadrosu çok iyi. O kadar çok gösteriliyor ki, Jean Reno ve Michael Youn’un başrolü tatlılarla paylaştığı bile söylenebilir. 

Alexandre’ın bir yıldızını iptal ettirebilirse onu işten kovacak ve restoranı istediği gibi işletebilecektir. Jaky ise Alexandre’ın büyük hayranıdır. Onun bütün tariflerini bilir ve aslında o da usta bir aşçıdır. Fakat tutkusu ve heyecanlı yapısı yüzünden hiçbir yerde dikiş tutturamaz.

Üstelik sevgilisi de hamiledir. Güzel kadın ona son bir şans verir ya artık bir işte çalışacak ve para kazanıp sorumluluk sahibi olacak veya ilişkileri bitecektir. İşte bu iki adam tam da kriz anında rastlaşırlar. Onların birlikteliği üzerlerinde oynanan karanlık oyunları bozacak ve yemek yapmanın nasıl bir sanat olduğunu tekrar hatırlatacaktır herkese. Kendileri de unuttukları heyecanı bulacak, yaptıkları yemeklere bunu yansıtacaklardır.

2012 yapımı bir filmi vizyona sokmak cesaret işi. Ama bütün dağıtımcılar keşke böyle riskler alsa. Filmi seyrettikten sonra şöyle iyi bir gurme restorana gitmek istiyor insanın canı. Yemeği sanat gibi icra eden ustaların yerlerine.

FİLMİN KÜNYESİ