‘Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası/ Bir vicdanın bilemem kaçtır hava parası...’
Necip Fazıl. Modern Türk şiirini şehirli yapan adamdır. Kırsal bir şiir yazar Necip Fazıl’ın çoğu yaşdaşları. ‘Kaldırımlar’ıyla, ‘otel odaları’yla, işte şu mısralardaki ‘hava parası’yla, şiiri şehrin tam ortasında yürütmüştür Üstad Necip Fazıl.
‘Fikir Namusu’ terkibinin de bir sahibi varsa, o sahip, merhum ve mağfur Necip Fazıl Kısakürek’tir.
Tabii ki, “Ben müftü karısıyım” deyip ‘gezicilik’ propagandası yapan ‘o kadın’dan böyle bir hassasiyet beklemiyorum. CHP ilçe başkanının karısı olduğu halde neden ‘müftü karısıyım’ demiş? Müftülerle bir sıkıntısı mı olmuş? Bilemem. Kocası artık gidip çalışır, müftü olur, karısını yalancı çıkarmamak için.
Ama sağolsun, sayesinde, ‘Gezi eylemi’nin sürekli kutsanmaya çalışılan seciyesi bir kez daha ortaya çıktı.
Bana bu yazıyı yazdıran, ‘o kadın’ değildir. Bu yüzden, fazla derine inmeyeceğim. İşte, iki üç cümleyle söyledim, geçtim.
Başka bir olay, benim ‘fikir namusu’ bahsini açmamın sebebi.
Kaynağı ‘fikir’ olan bir eylemin 9 yıl sonra ‘fatura’ olarak adresimize gönderilmesi.
Haberi gazetelerde okudum. Hatta Radikal manşet yapmış.
Erdem Gündüz adında bir genç adam.
Rivayete göre başörtüsü yasağına karşı bir eyleme katılmış. 2004 yılında, Yıldız Teknik Sanat Fakültesi’nde okuyormuş. O sıralar, Yıldız’da başörtülüler okula alınmıyormuş. Erdem Gündüz de, bir kaç arkadaşıyla birlikte, bir derse, başına başörtüsü dolayarak girmiş.
İyi de yapmış. Takdire ve tebrike şayan bir davranış. Demek ki vicdanı var.
Fotoğraf da çektirmişler. Bu da güzel. Hatıra olmuş.
Gerçi, bu davranışları, -eğer o günlerde kamuoyuyla paylaşıldıysa- bir sürü hastalıklı ruhu rahatsız etmiştir. Eh, böyle şeyler herkesi memnun etmez.
Bu arkadaş, geçen pazar günü, ‘duran adam’ eylemine katılmış. Gitmiş, Taksim’de 8 saat durmuş.
Radikal, Erdem Gündüz’ün, ‘Duran Adam’ eyleminin mucidi olduğunu da ima ediyor.
Gerçi, önceki gün, Türkiye Gazetesi, ‘Duran Adam’ eyleminin ecnebi bir ürün olduğunu yazdı. Gene Sharp bu işin kitabını yazmış. Yani kitap bu tür eylemleri ‘paket program’ haline getirmiş. Duran Adam 163. maddede yazıyormuş.
Şimdiki ‘Duran Adam’ eylemleri, Gene Sharp’ın ‘paket program’ında öngörülen aşamalardan biri. Zaten ‘Otpor’cular Sırbistan’da yapıp dururmuş. Oradan yayılmış.
Bu durumda, Erdem Gündüz, eylemin mucidi değil ithalatçısı oluyor. Olsun. İthalatçı olmak ayıp değil. İthal ürünler her yerde bulunuyor, burada da bulunsun.
Zaten, görebildiğim kadarıyla, Erdem Gündüz, pazarlamıyor yaptığı eylemi. Yani, burada, Erdem Gündüz’e yöneltebileceğim hiçbir eleştiri yok. (Belki, Duran Adam eyleminden önce üç gün Alman Konsolosluğu’nda niçin yattığı sorulabilir. Türkiye Gazetesi öyle yazdı, o taraftan bir yalanlama vaki olmadı.)
Erdem Gündüz’ün ve başkalarının ‘Duran Adam’ eyleminde bulunması, başkasına zarar vermediği sürece bir hak. Yani dursun, durduğu yerde. Allah dizlerine derman versin.
Adam, o yıllarda, inanmış, bir eyleme katılmış. Helal olsun. Bugün de inanmış, bir başka eyleme katılmış. Buna da helal olsun.
İyi de, bu arkadaşın, o yıllarda yaptığı eylemin faturasını neden burnuma dayıyorsun?
Bu arkadaş, başörtüsü eylemini bana mı yapmış? Eylemi yapıp alacak defterine mi kaydetmiş?
Ben mi sipariş ettim, ‘git, başına başörtüsü dola ve derse gir’ diye?
Ne yapmamız lazım şimdi? ‘Taksim’de veya başka yerlerde terör estirenler iyi yapıyor’ mu dememiz lazım?
‘Bu işlerin dış bağlantılarla alakası yok, CNN masum, BBC masum, Deutsche Welle’nin hiçbir dahli yok, Claudia Roth Cevahir’e fistan almaya giderken eylemin ortasına düşmüş’ mü dememiz lazım?
‘Akşamları tencere çalanlardan Allah razı olsun, uzun zamandır tencere sesine hasret gitmiştik’ mi dememiz lazım? ‘Sövüyorsun, hadi biraz daha söv, iyi geliyor’ mu dememiz lazım?
Veya Erdem Gündüz’e borcumuzu ödemek için, bu sövgülere, bu gürültülere, bizim de mi iştirak etmemiz lazım?
Öyle demek istemiyorsanız ne?
Hadi, getirin faturayı, borcumuz neyse ödeyelim.
***
Yazıyı bitirdim. Bir arkadaşım, bana, Erdem Gündüz’ün başörtüsüne destek için değil, tiyatro oyununda başörtülülerle alay etmek için başına başörtüsü doladığını söyledi.
Bir de baktım, internet kaynıyor. Haberi ilk piyasaya süren Ceyda Karan “Duran Adam fotosu, başörtüsüne destek eylemi
değil, performans fotoğrafı”
diye twitt atmış. Sonra biraz daha peşine düştüm. Bu haberin yalan olduğu da yalanlanmış. Belki yarın yalanın doğru olduğunun yalanlandığı da yalanlanır!
Ben hala, “Sakarya saf çocuğu masum Anadolu’nun” hallerindeyim.