Avrupa’nın basketbolu en iyi bilen seyircisi... Hepsi fanatik, 20 bin kişi... Bu şartlar bile, kalibresi belli birkaçı dışında Belgrad’a giden her takım için zaten kabus demek. Buna bir de sadece sportif değil, siyasi gerginliği de ekleyin; kabusun taraftar tabiriyle cehenneme dönüşmesi kaçınılmazdı. Böyle bir ortamdan ancak, sinirini çok iyi kontrol edebilen, baskıyı kaldırabilecek büyük takımlar çıkabilirdi.
Galatasaray dün büyük takım gibi oynadı. Ne hücum, ne savunma... Konsantrasyonu koruyup sakin kalmak maçın kilidiydi. Sarı-kırmızılı oyuncular sakin kalmayı başardıkça, zaten kırılgan ve genç bir takım olan, kapasitesi sınırlı Kızılyıldız’ın direnci, özellikle en önemli bölüm olan son çeyrekte kırıldı.
Aslında; baskının ev sahibi oyuncularda olduğu dikkatlerden kaçmadı. Maç dışı gerginlikler, onlar için dezavantaj oldu. Takımları kötü olunca seyirci oyundan soğudu, seyircinin morali bozulunca takım oyundan düştü. Kontrol sürekli Galatasaray’daydı. En önemli hücum silahları Arroyo ve Erceg’den verim alamayan Sarı-Kırmızılılar, müthiş bir bench katkısıyla salondan zaferle çıktı. 2.21’lik Marjanoviç 18 sayı 7 ribauntla pota altını domine etti ama, oyunda kaldıkları sürede Galatasaray’ın tüm uzunları Young, Mariç ve Kerem Gönlüm çok yararlı oynadı (Toplam 12 sayı 14 ribaunt). Pocius’un ilk yarıda yaptığı katkıyı, en kritik bölüm olan son çeyrekte Justin Carter yaptı. Atletik özellikleri, gardı düşmüş boksör gibi sallanan Kızılyıldız’a son darbeyi vurdu. Kenar oyuncularından 36 sayı bulan Galatasaray’ı son çeyrekte Carter 10 sayı 4 ribaunt 1 asist 1 blokla ayakta tuttu.
Diğer maçların aksine; hücum silahları kısıtlı olan Sırp takımı karşısında savunmada da etkili olan Galatasaray için galibiyete ulaşmak çok da zor olmadı. Üstelik en önemli savunma silahı Sinan, maç boyu sadece 13 dakika süre aldı. Kızılyıldız’ın Mitroviç ve Marcus Williams gibi kilit atıcıları hem Galatasaray’ın savunması, hem de baskı nedeniyle etkili olamayınca, temsilcimizin işi kolaylaştı.
Sırplar’ın ve Kızılyıldız taraftarlarının bundan önceki “performansları” düşünüldüğünde, dünkü maçın vukuatsız tamamlanması her şeyden önemliydi. Korkulanın olmaması, Galatasaray’ın galibiyeti kadar değerli...