15 Temmuz'un sene-i devriyesi etkinlikleri arasında gözden ve dikkatlerden kaçmış olmalı.. Oysa Başkan Erdoğan’ın dünkü Meclis konuşması, tam anlamıyla bir yeni dönemin habercisiydi.. Başkan kürsüye çıktı ve dedi ki; “… Yüce Meclisin çatısı altında görev yapan, kalbi millet ve memleket sevdasıyla dolu herkesi büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek olmaya davet ediyorum. .. Gelin, bu ülkeyi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım… Gelin, 2053 ve 2071 vizyonumuzu beraber inşa edelim. Gelin, Türkiye'yi aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyalım. Bunu başardığımızda, Allah'ın izniyle, ülkemizin önünü kesebilecek, milletimizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoyacak hiçbir engel yoktur….” Beyler.. Bu sözü AK Parti MKYK’sında söylemiyor Başkan.. Ya da genişletilmiş il başkanları toplantısında.. Açık açık Gazi Meclis’e sesleniyor ve diyor ki; “… terörle aranıza mesafe koyun ve gelin 2023 için 2053 için koşalım birlikte…” Ama terörle arana mesafe koy..
*** Ey HDP, sen PKK’ya göster kapıyı.. Ey CHP sen FETÖ ile ayır yollarını.. Sonra gelin memleket için elimizi taşın altına koyalım..
*** Bakın bu çok çok anlamlı bir çağrı. Ve bu çağrının da 15 Temmuz’un yıl dönümünde yapılmış olması ayrıca ayrıca anlam katıyor.. Sen Başkan mı olmak istiyorsun.. Ol ya hu.. Sen meclis çoğunluğu mu almak istiyorsun. E al.. Sen Başkan ol sen başkan yardımcısı ol sen bakan ol ne olursan ol.. Ama bu millet, memleket, vatan ve bayrak için bir şeyler yap..
*** Bakın FETÖ’cü darbe girişiminin de aralarında olduğu yakın tarihin en sarsıcı saldırılarının tamamı yabancı servis operasyonu.. Kimse çıkıp da ‘ama yolsuzluk, ama hırsızlık’ falan demesin.. İşte en kendilerini en haklı gördükleri MAN Adası operasyonunda muhalefetin nasıl duvara tosladığını gördü herkes. Çünkü CHP’nin üzerine balıklama atladığı MAN Adası dosyası da, tıpkı 25 Aralık gibi FETÖ üretimiydi.. Hepsi ithal.. Muhalefet bile yerli değil. Gelin bu topraklardan muhalefet üretin. Sağlık, ekonomi, eğitim, bayındırlık.. Bize ait olsun siyasetimiz..
*** Gelin kalın bir çizgi çizelim geçmişe.. Bakın ne diyor HDP’nin bugünkü genel başkanı; ‘bizim PKK ile irtibatımız falan yok’ diyor, değil mi?.. Devletimiz bu sözü, geçmişe dair söylenmiş bir yalan gibi değil gelece dair verilmiş bir taahhüt olarak kabul etsin.. Ne diyor CHP’nin sözcüleri?.. Darbe girişimini kınıyor ve şehitlerimize rahmet diliyor değil mi?.. CHP için de, bu tavrı, geçmişe dönük bir yalan gibi değil geleceğe dönük taahhüt olarak alsın devlet.. Ama CHP ve HDP de bu taahhütlerine sadık kalsınlar.. Bir süre sonra kurdukları o izahı zor ilişki kendi kendine yıkıldığında, bu milletin içinde bu bayrağın altında biz bize kaldığımızda her şeyin ne kadar da kolay olduğunu hep birlikte göreceğiz.. HDP, eğer Belediye imkanlarını PKK’ya lojistik için kullandırmazsa, neden kayyum atansın ki!.. Hangi siyasetçisi neden tutuklansın ki... HDP normalleşsin, Demirtaş da serbest kalır, diğerleri de.. Ya da, Gezi kalkışmasıyla ve devamı hareketlerle hedeflenen her neyse, anlamını yitirdiğinde ne Osman Kavala kalır cezaevinde ne sokaktan darbe devşirme iddiası kalır ortada..
*** Her ne meselemiz varsa, çözüm yeri Gazi Meclis’tir.. Bırakın Başkan/tek adam algısını tahkim etmeyi artık. Böyle diye diye TBMM’yi itibarsızlaştırıyoruz.. Oysa milli iradenin tecelligâhı olan meclisimiz, hepimizin. Bakın ne fırtınalar koptu etrafında, kimse demedi ki; ‘HDP’yi TBMM’den dışlayalım..’ Sorunları konuşarak halletmek için o kapı hep aralık tutuldu.. Amma, bir adım devlet geliyorsa bir adım da HDP’nin gelme zamanı.. 'Tek vatan, tek bayrak, tek millet, tek devlet' şiarına halel getirmeyecek bir birliktelikle yol yürüme zamanı.. ‘Tamam’ diyen varsa şimdi gelsin.. Yoksa bu gemi zaten gidiyor..