2022 yılının 1 numaralı cumhurbaşkanlığı genelgesi basın ve yayın faaliyetleriyle ilgiliydi.
Genelge, anayasanın 41. ve 58. maddelerindeki ailenin korunması çocuk hakları ve gençlerin korunması maddelerine atıf yapılarak, 'milli kültürümüzü yabancılaşmaya ve yozlaşmaya karşı muhafaza etmek, geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimizin, sosyal medya ortamları dâhil bazı mecralardaki tüm yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayınların zararlı içeriklerine maruz kalmaları sonucu bedensel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkilemesini önlemek adına gereken adımların kararlılıkla atılması' gerekçesine dayandırılmıştır.
Atılması gereken 4 adımın ilk ikisinde Fox TV'de yayınlanan 'maske kimsin sen' programı tarif ediliyor diyerek eleştiren muhalif çevreler diğer iki maddeyi görmezden gelerek bu genelgenin sansür genelgesi olduğuistikametinde itirazlarda bulundular.
Oysa atılması gereken adımların üçüncüsünde, "medya aracılığıyla milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya aile ve toplum yapımızı sarsmaya yönelik açık ve örtülü faaliyetlere karşı anayasa, kanun ve ilgili mevzuatla düzenlenen müeyyidelerin gereği yapılacak' denmektedir.
Dördüncü adımda daha genel bir ifadeyle aile, çocuk ve gençlerimiz üzerinde oluşacak olumsuz etkilerin önlenmesinden bahsedilmektedir.
Bundan sansür anlamak için milli manevi değerlerin karşısında olmak gerekir.
Ben bu genelgeden ayrım yapılmaksızın medyadaki yıkıcı yayınları önleme tedbirlerinin alınasını anlıyorum.
Başta gündüz yayınlanan ve her türlü rezaletin konuşulup tartışıldığı programlar dâhil toplumun değerlerini hedef alan her türlü yayına karşı bir hamle olarak nitelendiriyorum. Kaldı ki genelgenin son bölümünde sadece TV programları değil yazılı sözlü ve görsel yayın yapan tüm medya organlarına karşı tedbir alınacağı açıkça belirtilmiştir.
Bence alkışlanacak bir genelgedir.
Başkan Erdoğan'a yakışan bir genelgedir.
Dileğim ayrım yapılmadan bu genelgenin taraftar muhalif bütün medya kuruluşlarına karşı tatbik edilmesidir.
İDDİALARI ETKİSİZ KILMANIN YOLU
Muhalefetin hükümete yönelik eleştirilerinin tamamına yakını yanlış veya eksik bilgiye dayalı eleştirilerdir.
Zamanında cevaplandığı takdirde hem eleştiri etkisiz hale gelecektir hem de hükümetin başarısı ortaya çıkacaktır.
Mesela ana muhalefet liderinin yolsuzluk diye isim vermeden gündem oluşturmaya yönelik ihale çarpıtması, ertesi günü Ulaştırma Bakanı'nın yaptığı açıklama ile aleyhine dönmüştür.
Bakan beyi tebrik ediyorum.
Aynı şekilde Halk TV internet sayfasında, Göç İdaresi Başkanlığı'nın internet üzerindeki Türkiye'de yaşamak (Living in Turkey) kılavuzunda, FETÖ izleri olduğunu ve Zaman gazetesinin tavsiye edildiği yayınına yer verilince, Başkan Savaş Ünlü anında ilgili medya kuruluşunu arayıp Göç İdaresi'nin böyle bir internet sayfasının olmadığını o sayfanın çakma olduğunu bildirmesi üzerine konuyu gündeme getiren yazar ertesi gün köşesinden özür dileyerek düzeltti ve Halk TV de o yayını kaldırdı.
Savaş beyi de tebrik ediyorum. Çok medeni bir tavırla yanlışın düzeltilmesini sağlamıştır.
Yalanlarla ve iddialarla böyle mücadele edilmelidir.
Diğer bakanlıklar, başkanlıklar ve genel müdürlükler de iddialara anında cevap verirlerse hem muhalefetin gerçek yüzü ortaya çıkar hem de iktidarın icraatı anlatılmış olur.
Burada tavsiyem başkanların ve genel müdürlerin siyaset yapmadan sadece doğru bilgiyi uygun şekilde aktarmalarıdır.
Tabii ki bu hususta iletişim başkanlığıyla iktidar partisinin tanıtım başkanlığına büyük sorumluluk düşmektedir!