Erdoğan cumhurbaşkanlığına adaylığını koyarsa, halkın oylarıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olacak inşaallah.
Çok yakışır.
AK Parti’nin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmadan sonra daha çok yakışır.
Birinci Meclis’in dayandığı halk iradesine ve manevi değerlere vurgu yaptığı, cumhuriyet fikriyle mütenasip olmayan diktatörlük dönemlerini yargıladığı, Osmanlı’daki milletler sisteminin yerine konulan şovenist anlayışı lanetlediği ve müslim veya gayriüslim, Sünni veya Alevi, Türk veya Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Arnavut, Gürcü, Roman, herkesi adıyla-sanıyla baştacı eden, ayrıca dünyanın bütün mazlum halklarına umut aşılayan Yeni Türkiye’nin altını çizdiği ve bu Yeni Türkiye’nin önüne set çekmeye çalışan derin devlet yapılanmalarının son kalıntılarını da bertaraf etmeye söz verdiği o tarihi konuşma...
Erdoğan’ın Yeni Türkiye Manifestosu...
Biz böyle bir Türkiye istiyoruz ve bu Türkiye’nin inşası için en uygun ustanın Erdoğan olduğunu düşünüyoruz.
Böyle bir şey söylediğimizde “Erdoğan da gelip geçici. Sırasını salıp gittiği zaman ne yapacaksınız?” diye soranlar oluyor...
Ona o zaman bakılır.
Şimdi ve burada, Tayyip Erdoğan aramızdayken ve müthiş bir dinamizmle ülkemizin selameti için çalışırken, üstelik şartların el vermesi halinde çok daha verimli bir şekilde çalışabileceği ortada iken, “Tayyipçi” olmamızdan daha tabii ne olabilir?
Tayyip Erdoğan bize, bütün İslam dünyasına Rahman’ın bir rahmetidir ve bizim Tayyip Erdoğan’a desteğimiz Rahman’a şükrümüzün bir edasıdır.
“Peki, Erdoğan cumhurbaşkanı olursa AK Parti lideri ve başbakan kim olacak?”
Tayyip Erdoğan’ın liderliğine saygı duyan ve başbakanlıkta O’nunla uyum içinde çalışmaya hazır olan bir parti büyüğü yahut hükümet üyesi, tabii ki.
Erdoğan, geçenlerde “Millet 10 Ağustos’ta başkanını seçecek” dedi...
“Başkan” dedi...
Yasalar ve mevzuat bir yana, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ‘fiilen’ başkanlık olacaktır ve doğrusu da budur.
Yeni başbakan, bu şartlarda siyaset yapmayı kabul eden biri olmalı.
Gelecek günlerde bu konuyu daha çok konuşacağız inşaallah.