Belki de son 100 yılın benzeri olmayan deprem felaketi ile karşı karşıya kaldık.
Durum sıcağı sıcağına analiz yapabilecek durum değil.
Türkiye ilk defa uluslararası destek alarmı verdi ve sesine dünyanın dört bir yanından ses verildi.
Azerbaycan başta olmak üzere yakın ve uzak ülkelerden destek sesleri yükseldi.
Bu durumda zaten gelenek ve göreceğimiz sessiz olmayı, yarayı sarmayı öğretiyor olmasına rağmen içimizden çıkan bazı sesleri duydukça utanç hissi geçirdiğimi yazmadan edemeyeceğim.
CHP Genel Başkanının, böyle bir ortamda AFAD'dan randevu istedim ama vermediler demesine tepki koymamak elde değil maalesef!
Ülke; tüm uzmanların ortak görüşü olan "yüzyılın benzeri olmayan afet durumu" olarak nitelendirdiği bu faciayı, halen tanımlayamaması üzücü.
Bizim kenetlenme, omuz omuza durma geleneği ile bilinen toplum olduğumuzu unutanları, bu ağır günde görmemiz belki şimdi değil ama ileride tartışmamız gereken konu olduğunu da buraya not edeyim.
Devletin tüm kanallarının azami gayretle çalıştığı bir ortamda, stk ve vakıfların dayanışma içinde bölge insanına yardım yapabilen bir toplumun bireyleri olarak, böyle durumlarda siyaset peşinde olmanın ne kadar üzücü tablo olduğunu görmemiz gerekiyor.
Zira Türkiye kendi değerleri, dayanışma ruhu, Millet ve Devlet ittifakının nasıl sonuçlar verdiğini dünyaya işaret etmiş bir adrestir.
Tablo çok acı, kayıplarımız acı ötesi.
Ama atlatacağız. Bu badireyi de aşacağız inşallah. Ama toplum olarak sıradanlaşan bazı şeyleri de kenara not edelim. Siyasi hırs, iktidar düşmanlığı, insan hayatını ayaklar altına alacak dereceye çıkmışsa, burada bir sorun var demektir .Buna göz yuman geleceğimize ve istikbalimize göz yummaktadır.
Türkiye, yeni yüzyılın hikayesini yazmaya hazırken Millet ve Devlet dayanışması ile daha fazla şefkat yolunu kendine bayrak ediyor.
Milli ruhu ve değerleri ile kendi yoluna fener olan Türkiye'miz, tek kale olarak karşımızda bu kale sonuna kadar korunmalı desteklenmelidir. Vatandaş olarak en büyük katkımız bu yola hizmetimiz olacaktır.