BAŞIMIZA GELENLER-1 Yürüyün Hıristiyan askerler yürüyün savaşa!

Ta 1930'ların ortasından günümüze kadar uzanan bir Yahudi/İsrail utancı vardır Hıristiyanlarda. Hitler'den kaçan Yahudilere kapılarını açmayan ABD ve İngiltere, II. Dünya Savaşı sonrasında, Nazi toplama kamplarında Yahudilerin nasıl öldürüldüğünü, sağ kalanlarınsa canlı cenazeden farkı olmadığını görünce, önce dehşete kapılmış ardından da utanç ve pişmanlık duygularıyla temelinden sarsılmıştı. Savaş öncesinde ve süresince Nazilere el altından sürekli yardım eden Vatikan bile bir numaralı Nazi düşmanı kesilmişti. Katolik bir rahibe "Niye Nazilere yardım ettin?" diye sorulduğunda yanıt hazırdı: "Çünkü onlar (Naziler) Hz İsa'nın çarmıha gerilmesine neden olan Yahudilerden kurtardı bizi..." Dünyanın dört bir yanında pazar ayinlerinde rahipler, II. Dünya Savaşının sonuna kadar Nazileri, İsa'nın katillerini "yok ettikleri" için yere göğe sığdıramamıştı. 

Vatikan ve rahipler, 11 Eylül saldırılarından sonra bu kez kendilerine düşman olarak İslam'ı seçmiş, bunu fırsat sayan ABD de petrol bölgelerini elinde tutan devletleri birer birer işgal etmeye başlamıştı. Kiliselerde "Onward Christian Soldiers Marching off to war... Yürüyün Hıristiyan askerler, savaşa gidiyoruz, İsa'nın kutsal hacı yolumuzu aydınlatmakta.." adlı ilahi okunuyor, Amerikan Ordusu'ndan İsa'nın Ordusu olarak söz ediliyordu! 

AK Parti iktidara geldiğinde, daha önceki iktidarların ABD'yle yaptığı anlaşmalar sonucu elinin kolunun bağlandığını gördü. Türkiye'deki istihbarat kuruluşları, birbirinden habersiz çalışıyordu. Dışişleri İstihbarat, Askeri İstihbarat ve MİT Irak'taydı ama Süleymaniye'de yaşanan bunalımla ilgili "ön bilgiye sahip olmamaları" en hafifinden düşündürücüdür. Tam 32 kişiden oluşan PKK Merkez Komitesine 10 ajan sokmayı başaran istihbarat birimleri, her nedense Talabani ve Barzani'nin yanına bile uğramamıştı. Yıllarca Barzani ve Talabani'nin yanında üsteğmen rütbesinde subaylar bulundurmamıza rağmen hala Kuzey Irak'ta istihbarat boşluğundan söz etmek saçmalığın daniskasıdır! 

Süleymaniye'de Peşmergelerce yakılıp yok edilecek, böylece de bölgedeki dengeyi Araplar lehine değiştirebilecek Türkmenlere ait tapuları yok etme eylemi daha başlamadan, tapu kayıtlarına ulaşan ve bütün kayıtları Ankara'ya gönderen 11 kişilik Türk komando timi, Amerikan askerlerince başlarına çuval geçirilip 60 saat sorguya çekildikten sonra Türkiye'ye geri gönderiliyordu. Bu olay Türk-ABD ilişkilerine vurulan çok büyük bir darbeydi. Hemen ardından Türkiye'ye gelen ABD Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları özür diliyordu... 

(Yarın: Anthrax (Şarbon) Uzmanı 10 biyoloğun ölümü!)