Başbakan Binali Yıldırım, partisinin Kocaeli İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular sırasını savdı, bu sefer FETÖ'cülere görevi devretti. Ama yağma yok bu partinin adı AK Parti, Türkiye partisi, milletin partisi, pabuç bırakır mı? Bırakmaz. Biz de gereğini yaptık" dedi.
Sayın Başbakan’ın 16 Ağustos’ta yaptığı mezkûr konuşmadaki sıralamaya dikkatinizi çekerim: Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular, FETÖ’cüler… Ak Parti hükûmetini meşrû olmayan yollarla devirip statükolarını sürdürmek isteyen unsurlar arasında, kamuoyunda Balyoz ve Ergenekon davaları olarak bilinen davalarda yargılanan darbecilerin de Başbakan Yıldırım tarafından sayılması hakikaten câlib-i dikkat!
“Neden câlib-i dikkat” diye soracak olursanız, el cevap: FETÖ’cülerin ne kadar kötü oldukları halka anlatmak adına, başta medyamız olmak üzere yetkili ve etkililer Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılananları bir aziz ilan etmedikleri kalmıştı!
Aslında hepsinin karıncayı incitmeyecek bir melek oldukları, sinelerinde vatan sevgisinden başka müspet veya menfi hiçbir duygu taşımadıklarını, bu ‘aziz’leri FETÖ’cülerin mağdur ettiklerini okuduk da şaşırdık, dinledik de şaşırdık!
Nasıl şaşırmayalım, halkı “Atatürk ve laiklik” adına sokağa dökmek isteyenler ve Cumhuriyet mitingleriyle dökenler, muhtıra verenler, köşelerinde “Devrim kanunları uygulanacak, idam sehpaları kurulacak” diye yazanlar bir anda azizlik makamına yükseltildi. Kimler tarafından, bizim diye bildiğimiz medya tarafından.
Medyamız bu naneyi yerken devletimiz ne yaptı? Haklarında darbecilikten hüküm kesinleşmiş olmasına rağmen, hiçbir ayrım yapmadan hepsini salıverdi. Dostlar alışverişte görsün kâbilinden yeniden yargılamayla darbecileri beraat ettirdi. Üstüne de, tazminat adı altında ceplerine, milyonluk harçlıklar koydu.
Oysa ki, örgütsel çıkarları için FETÖ’cülerin sulandırdığı Balyoz ve Ergenekon davaları esaslı bir şekilde yeniden ele alınıp darbeci unsurlarla mağdurlar ayıklanabilirdi. Lâkin yapılmadı. Yapılan şu: “FETÖ’cüler yüzünden darbe yapıp bizi asamadınız, alın şu harçlıkları, inşaallah bir dahaki sefere” denilerek, halk düşmanları halkın arasına salındı!..
Sayın Başbakan’ın da söylediği üzere, darbeciler arasında bir fark yok. Hepsi Müslüman Anadolu halkının iradesine düşman. Ergenekoncular, Balyozcular ve FETÖcüler, topyekûn Batıcı unsurlardır. Biri kırmızı unsursa diğeri de yeşil unsurdur! Sadece, zaman ve mekâna göre renk değiştirirler.
Başbakan’ın sözlerinin bir de hukukî yönü var. İnşaallah o mevzuyu da çarşamba günkü yazımda işlemeye çalışacağım.