Ahmet Davutoğlu, uluslararası siyaset zemininde önemli bir noktada duruyor.
Gazze krizinin en kritik anlarında, Davutoğlu’nun taşıdığı kilit rol, Washington tarafından dillendirilmişti.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “orkestra şefi” olarak yönettiği ve Davutoğlu’nun da “baş kemancı” olarak damgasını vurduğu dış politika, aralarında iktidar partisine yakın isimlerin de olduğu çevreler tarafından zaman zaman eleştirildi.
Davutoğlu sendelemedi. Bütün dünya, Suriye konusunda neredeyse günlük “shift”ler yaşarken, Ankara sınır komşusundaki depremin domino etkisini doğal olarak yaşayabilirdi.
Ancak yaşamadı. Yaşanması için avucunu ovuşturanların girişimleri bitmek bilmedi.
Dış politik cephelerden Türkiye’yi vurmak isteyenlerin memleket içindeki taşeronunun hedefi dış politikanın iki kilit isim oldu.
Davutoğlu, Suriye dosyasında vurulmaya çalışılırken, AB Bakanı Egemen Bağış da bir itibar suikastine uğruyordu.
Bağış’ın maruz kaldığı saldırı, sonuçları açısından boşa çıktı. Bağış, siyaseten aynı yerde duruyor.
Davutoğlu da zincirleme saldırılardan güçlenerek çıktı. Başbakan olarak adı ilk telaffuz edilen isim oldu.
Ve ardından da AK Parti tarafından Başbakan adayı olarak belirlendi.
Yıkmayan her darbe daha güçlü kılıyor.
Hayatın her alanı gibi siyasette de...
Peki, Davutoğlu’nun ardından yeni Dışişleri Bakanı kim olacak?
Şimdi en önemli sorulardan birisi bu.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın adı geçince insanın aklına ister istemez “Peki ya çözüm süreci” sorusu geliyor.
Elbette MİT müsteşarının önünde çok önemli başka dosyalar da var. Ama çözüm süreci en hassas dosya kanımca.
Hal böyle olunca AK Parti içindeki diğer dış politika kurmayları gündeme geliyor.
AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun adı ilk sırada geçiyor. Belki de şimdi sorulacak asıl soru yeni AB Bakanı’nın kim olacağıdır.