Milleti aptal yerine koymaktan hiç çekinmeyen ünlü İslam/millet muarızı Aziz Nesin, Sivas gibi milli manevi değerlere bağlı bir Anadolu şehrine gidip halkın inançlarını, kültürünü hedef alan ağır tahrik içeren provokasyonu üzerine Sivas’ta büyük bir fitne yaşanmıştı.
Madımak oteli faciası, yıl 2 Temmuz 1993..!
Galeyana getirilip sokaklara dökülen halkın içine karışan provokatörler marifetiyle otelde çıkarılan yangın ve dumandan boğulma sonucu 33 misafirin öldüğü bir feci bir katliam yaşanmıştı...
Ateşe verilen otel içindeki kargaşa esnasında 2 otel görevlisi de silahla vurulmak üzere hayatını kaybetmiş ve bu vurulma hadisesi ile alakalı hiçbir soruşturma açılmamıştı. Olaylarda 2 de gösterici yaşamını yitirmişti...
Katliamla alakalı 08.07.1993 tarihinde TBMM’nde bir araştırma komisyonu çalışmalarına başlamış, fakat 15 gün gibi kısa bir çalışma süresi belirlenen komisyon derinlemesine bir araştırma yapmaya fırsat bulamamıştı. Bu husus da çok eleştirilmiştir.
Dönemin mülki idare amirleri, çıkan haberler ve geliyorum diyen olayları önleme çerçevesinde gerekli tedbirleri almadığı için eleştirilmiş ve takibata da uğramamışlardı!
Sivas’ta mezhep farklılıkları üzerine inşa edilmek istenen sinsi bir fitne projesi göz göre göre hayata geçirilmişti.
Sivas Davası mahkemesinde 124 sanık yargılanmış, sonradan bozulsa da 33 sanık hakkında idam kararı verilmişti...
Bu vahim provokasyondan sadece 3 gün sonra 5 Temmuz 1993’te Erzincan/Kemaliye/ Başbağlar köyü 100 terörist tarafından basıldı.
Tam akşam ezanı okunurken camide toplaşan köylüler dışarı çıkartılarak köy meydanında toplanmış ve bütün cemaat kurşuna dizilmişti. Bütün köy ateşe verilmiş 200’den fazla ev ve köy camisi yanmıştı. Yakılan evlerde saklanan 4 kişi de feci bir şekilde yanarak can vermişti..!
Toplam 33 masum köylü kirli bir senaryoya kurban edilmişti. Ve hazin Başbağlar katliamı dolayısıyla yapılan soruşturmada toplam 20 kişi gözaltına alınıp yargılanmış, 18 kişi beraat etmiş 2 kişi de sadece yasa dışı örgüt üyesi olmaktan ceza almıştı.
Başbağlar davasına bakan hâkim Şakir Kadıoğlu, olaydan tam 20 yıl sonra Başbağlar yargılaması hukuk tarihimizin yüz karası bir davadır; “Önümüze getirilen tutukluların olayla hiçbir alakası yoktu. Olay yeri incelemelerini savcı değil orada görevli bir asker yaptı. Onun yazdığı kimseler mahkeme karşısına çıktılar. Elimize olayda kullanılan silahlarla ilgili hiçbir balistik rapor gelmedi. Uzman çavuşun derlediği rapor savcıya gönderilmiş. Savcı da o rapora göre fezleke hazırlamış mahkemeye sunmuştu. Suçlanan sanıkların hepsi Tunceli’de “tırpancı” olarak bilinen masum Alevilerdendi. Zanlıların hepsi de “bizim bir alakamız yok, biz yapmadık diye feryat ediyorlardı” diyerek, Başbağlar yargılamalarını ve tezgâhlananAlevi/Sünni çatışması projesinin acı halini açıkça ortaya sermiş oldu.
Sivas’ta 33 insanın yakılması ile başlayan ve aynı mihrakların Başbağlar’da 33 masum köylüyü katletmesinden sonra, olay yerine “Sivas’ın intikamı alındı” şeklinde bıraktıkları tahrik mesajı dün gibi hafızalarımızda.
Sesi gürültülü çıkan ve benzer provokasyonlara teşne bir kesim yıllardan beri Sivas olayını ön plana çıkarıcı ve Başbağlar’ı gözden kaçırıcı gayretleri aynen devam etmektedir.
Siyasetçi gibi gözüküp terörcülük de yapanlar, bir yandan devleti terörist ilan edenler, ülkenin güney sınırı boylarında gelişen rahatsızlığı her vesile fitneye malzeme ederek milletin tarihi yürüyüşüne çelme takmaya çalışanlar asla başaramayacaklar.
Sivas’ta katledilen 33, ilgili davada idama mahkûm edilen 33..!
Başbağlar katledilen köylü 33, ilgili davada suçlu yok..!
Kirli hesabın kaybedeni hep millet ve geleceğimiz..!