Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP)’nin lideri Mesut Barzani önümüzdeki hafta ABD’ye gidiyor. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri bakan Yardımcısı ile görüşecek Barzani. Biden ile görüşmeye bir ara ABD Başkanı Barack Obama da katılacak. Daha doğrusu, “geçerken bir selam vereyim.” formatında Barzani ile kısa bir teması olacak Obama’nın. Önümüzdeki aylarda Musul’a müdahaleye hazırlanan uluslararası koalisyon ve ABD’nin önemli müttefiklerinden birisi de Iraklı Kürtler. Musul operasyonunun tarihine ilişkin konuştuğum iyi haber alan kaynaklarımdan birisi Haziran ayını telaffuz etti. Biraz erken gibi görünüyor ama sonbahara da kalmayacağını öngörebiliriz operasyonun. Kürtler bu operasyon öncesi ABD’nin maddi, manevi ve siyasi desteğini talep edecekler. Geçtiğimiz yıla kadar KDP, diğer Iraklı Kürt örgüt Kürdistan Yurtseverler Birliği ile birlikte ABD’de “şiddet yanlısı örgüt” kategorisinde görülüyordu. Washington’da yapılan değişikliğin ardından Barzani’nin ziyareti gündeme geldi. Irak merkezi hükümeti daha önce iki kez Washington’u ziyaret ettiği için Kürt tarafında bir denge oluşturma çabası da var.
Kürt devleti diplomasisi mi?
Herkes biliyor ki, yıllardır “reel-politik” adına Iraklı Kürtler bağımsızlık taleplerini pek dillendirmediler ama gönüllerinde yatan aslan bağımsız bir Kürt devleti. ABD’de başkan adayları arasında adı geçen Rand Paul’ün ilk demeci de Kürtlerin bağımsız bir devlete sahip olmaları yönünde olmuştu. İsrail’in bölgede olası bir Kürt entitesinin bir numaralı destekçisi olacağını da bir kenara not düşelim. İran, Suriye, diğer Arap ülkeleri ve tabi ki Türkiye Kürt devletinin bağımsızlığını hiçbir koşulda kabul etmeyecek, “kırmızı çizgi” statüsünde gören devletler.ABD’nin resmi politikası da öteden beri Irak’ın toprak bütünlüğü yönünde oldu. Mevcut de facto durumun ötesinde bir tablodan şimdilik Washington’un pek de memnun olacağını söylemek mümkün değil. Barzani, bütün ağırbaşlı siyasi duruşuna karşın, ayakları havada duran bu rüyasını Washington’da dillendirse de pek umutlu mesajlar almayacak, şimdiden belirtelim. Kapalı kapılar ardında kurulacak başka başka formülleri ve siyaset logaritmalarını ise bir tarafa bırakalım.
Bağdadi neden sürekli ölüyor?
“DEAŞ’ın 30 bin tweet’ine karşılık, DEAŞ karşıtı tweet’lerin sayısı 900”. Uluslararası koalisyonun, terör örgütü DEAŞ karşısında algı yönetiminde yeterli olmadığını söyleyen bir diplomat bu rakamları verdi.
Sosyal medyada, geleneksel medyada ve kamuoyu oluşturma noktasında sahadaki savaş kadar kıran kırana bir mücadele başlayacak gibi. İşte bu nedenle de, gün aşırı ortaya DEAŞ örgütünün lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldüğüne ilişkin haberler atılıyor. Teyit edilemeden, yeni haberler gündeme geliyor. Irak’tan gelen her bomba habere bu aralar bu süzgeçten geçirerek bakmak gerekiyor.