Fırat’ın doğusunda barış koridoru, batısında İdlib ile ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. ABD ile barış koridoru mutabakatının içeriği ve takvimi konusunda kamuoyuna yansımış doyurucu bir bilgi yok. Ancak süreç işliyor.
İdlib’de ise rejim birliklerinin saldırıları sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün Putin’le gerçekleştirdiği görüşme, İdlib’de gelişmelerin ne yöne seyredeceği konusunda önemli sonuçlar doğuracaktır. Şimdi sizlere sınırın güneyinde yaşananların perde arkasıyla ilgili kaynaklarımdan edindiğim bazı bilgileri aktaracağım.
ABD ile varılan mutabakat, takvime uygun bir şekilde işliyor. Bu takvimin 45 gün olduğu belirtiliyor. Buna göre 45 gün içinde terör örgütü YPG/PKK unsurlarının barış koridoru olarak belirlenen alandan çıkması gerekiyor.
Bu kapsamda ilk altı aşama tamamlandı. Yani Müşterek Harekat Merkezi kuruldu. Türk ve Amerikalı askerlerin ortak helikopter devriyeleri başladı. Bu nokta önemli: Sınıra yakın bölgede yer alan terör örgütüne ait beton mevziler kapatılmaya başlandı. Ağır silahlar Türkiye’yi hedef alacak menzilden çıkarılıyor.
Reuters’te yer alan bir bilgiye göre terör örgütü unsurları güneye doğru çekildi. Ankara bu bilgiyi kısmen doğruluyor. Çünkü ABD, çekilen teröristlerin yerlerini “öz savunma güçleri” adı altında oluşturulan PKK/YPG’ye müzahir “sivil” yapılara bırakmasını istiyor. Türkiye ise bölgede terörist yapıyla irtibatlı hiçbir unsurun kalmaması konusunda kararlı.
Peki, bundan sonraki aşamalar ne olacak? Bundan sonra sınırda ortak noktaların kurulması bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde “Kara birliklerimiz çok yakında Fırat’ın doğusuna girecek” demişti. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat’ın doğusuna girmesiyle barış koridoru kurulması ile ilgili takvim tamamlanacak.
Şu ana kadarki süreçte herhangi bir yol kazası yaşanmadı. Ancak koridorun derinliği konusunda tam anlamıyla bir uzlaşmaya varıldığı da söylenemez. Ayrıca sadece kırsalda değil, yerleşim yeri merkezlerindeki terör unsurlarının güneye itilmesi de zaman alacak.
Son bir not. İdlib’de Türkiye’nin hassasiyetlerine paralel olumlu bir gelişme olup olmayacağı konusunda henüz bir işaret yok. Ancak Rus lider Putin’in, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ortak basın toplantısında barış koridoru/güvenli bölge konusunda Türkiye’ye destek vermesi ve bunun Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından önemli olduğunu vurgulaması kayda değerdir. Terör örgütü, Şam rejimiyle yapılan görüşmelerde Suriye’nin kuzeyinde “demokratik özerk yönetim statüsü” istedi. Bu o bölgenin Suriye’den kopması anlamına geliyor. Moskova da Şam da Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü YPG/PKK varlığını ABD ile eşitliyor. Putin’in açıklaması hem Moskova’nın hem de Şam’ın, Türkiye’nin önerdiği koridor planını Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak bir şemsiye olarak gördüğünü gösteriyor.