Fenerbahçe, düşme hattındaki İstanbul Büyükşehir Belediye karşısında kötü futbolu bir kez daha tekrarlayan oldu. Belediye adına Efe’nin maç başında kaçırdığı mutlak gol, daha sonra Ömer Can’ın karşı karşıya kaldığı kaleci Mert’in sağından filelere gönderdiği gol Fener savunmasının hal ve gidişinin ne olduğunun göstergesiydi. Ömer Can bu golü atarken, Bekir seyrediyor, Egemen de nal topluyordu.
Daha maçın ilk yarısında iki net pozisyondan birini gole çeviren Belediye, yorgun, bitik, olağanüstü isteksiz Fenerbahçe karşısında fazla adamla savunma yaparak, kendi adına skoru korumaya çalıştı. Fenerbahçe ise bu çok adamlı Belediye savunmasını yetenekli ayaklara sahip olmasına rağmen, pozisyon üretmekte fakir-fukara kaldı.
Maçın son dakikalarında Mehmet Topuz, kendi kalesine gol attı. Fenerbahçe iki farklı geriye düştü. Zaten konsantrasyon eksikliği yaşayan Fenerbahçe’nin böyle bir gol yemesine şaşırmadım.
Fenerbahçe takım olarak eğer büyük futbolculardan oluştuysa bu kadar çabuk demoralize olmamalıydı. Dünlerde kötü oynayıp, kaybedebilirsin. Ama önündeki şansları mutlaka iyi kullanmak zorundasın. Fenerbahçe, lig sıralamasındaki ikincilik yerini bu maçtaki yenilgi sonrasında korkarım sıkıntılara sokmaz. Eğer sen zirveye oynayan bir Fenerbahçe isen, ligin dibine demir atmış Belediye’yi de yenemiyorsan o zaman senin büyüklüğün de sıralamadaki yerin de sergilediğin futbol da tartışılır.
Ezeli rakibi Galatasaray şampiyon olmuş, rakibi Sivas’a leblebi gibi golleri sıralarken Fenerbahçe bırakın gol atmayı, futbol oynamayı bile unutmuş gözüktü. Caner’in uzaktan uçurtma bir şutu direğe çarptı başka bir pozisyonu da varmıydı, pek hatırlayamıyorum...
‘Yazık oldu Fenerbahçe’ye diyorlar.’ Ben de aksini söylüyorum. Yazık oldu Fenerbahçe formasına. Böylesine aldatıcı, bu kadar insanları umutlandırıp, sonra da yürek sızlatıyorsa ben, o takıma sorarım ‘Sizler nereye koşuyorsunuz, bu Fenerbahçe’yi nereye koşturuyorsunuz?’
Kısacası Fenerbahçe bu karşılaşmadan sonra çok kötü günlere gebe kalmak durumunda.