Paris’teki olay kelimenin tam anlamıyla bir terördür.
Bir barbarlık örneğidir.
Hiçbir gerekçe terörü meşrulaştıramaz.
Terörün ne dini sorulur, ne ırkı, ne de rengi.
Teröristlerin dinsel aidiyetleri üzerinden düşmanlık üretmek de bir insanlık suçudur.
Tıpkı “İslamofobia” gibi.
İsrail ‘in onca terörüne rağmen anti-semitizm tuzağına düşmek nasıl ki yanlışsa, IŞİD vb. örgütlerin terörü dolayısıyla “İslamofobia” tuzağına düşmek de bir o kadar yanlıştır.
Avrupa’nın “İslamofobia” tuzağına düşmesi her anlamda felaket olur.
Kültürel barbarlık
İslamofobia kültürel bir barbarlıktır.
Kendinden başka herkesi/her kültürü “geri-ilkel” gören, kendinden gayrısını medenileştirilmesi gerekenler kategorisine yerleştiren Avrupacı/ Batıperest anlayış, kültürel barbarlığın ete kemiğe bürünmüş halidir.
Bu kültürel barbarlığın temsilcileri sadece Avrupa’da bulunmuyorlar.
Doğuda da bolca var bunlardan.
Paris’teki terörist barbarlık üzerinden burada “İslamofobik” anlayışlarını hemeninde dışa vuran, “Siyasal İslam barbarlıktır” deme densizliğinde bulunanlar, Paris’teki barbarlığın tersi bir barbarlığın savunucularıdırlar.
“Siyasal İslam”dan o birilerinin kastettiği AK Parti’dir.
Paris’teki barbarlık üzerinden hem kültürel barbarlıklarını düşmanca duygularla dışa vuruyorlar, hem de Erdoğan/AK Parti üzerinden bir siyasi hesaplaşmaya soyunuyorlar ahlaksızca.
Erdoğan fobikler
Aslında Erdoğan fobikler, gerçek anlamda İslamofobiklerdir.
Onlar bal gibi barbardırlar.
Çünkü kendilerinden ötekisine tahammülleri yoktur.
Bir tek kendileri ilerici-bilgili-medenidirler, ötekiler de ilkel-cahil-gericidirler.
Bu kültürel barbarların eline iktidar geçmeye görsün, yukarıdan aşağıya barbarca yöntemlerle toplumu değiştirmeye kalkışırlar.
Paris’teki barbarlığı anında yüksek sesle eleştiren Erdoğan/Davutoğlu ikilisinin anlayışını görmezlikten gelecek kadar zavallılaşan bu modern zamanların kültürel barbarları Erdoğan/Davutoğlu ikilisinin niçin Paris’teki terörü kınamadıkları yalanı üzerinden algı manipülasyonları yapmaktan da kaçınmayacak kadar ahlaktan yoksundurlar.
Öylesine ahlaktan yoksundurlar ki Paris’teki terörün arkasında AK Parti hükümetinin olduğu yalanına sarılmakta bir beis görmediler.
Paris’te yaşayan Prof. Dr. Nilüfer Göle ile CHP’nin densiz bir milletvekilinin söylediği aynı şey ise oturup düşünmek lazım.
“Modern mahrem”in yazarı Göle Erdoğanfobik bir yere doğru savrulmuşsa bu kendisinin bileceği bir şey elbet.
Ama sırf bu çizgiyi Batı kamuoyunda haklı göstermek için yalana başvuruyorsa burada oturup düşünmek lazım.
Göle’nin Erdoğan’ın bu terör saldırısına tepki vermediğini söylemesi bir cehaletin eseri olamaz herhalde.
Paralelci bir algı operatörünün AK Partililerin “Barbarca bu terör olayını sevinerek kutladığını” söylemesi ile Göle’nin sözleri arasında ne yazık ki amaç farklılığı yoktur.
Terörün hedefinde sırf Fransa yok
Terörün hedefinde sırf Fransa yok.
Türkiye asıl hedef ülkelerden biridir.
Peki Türkiye’nin terörle mücadelesinde Avrupa ülkelerinin tavrı ne olmuştur?
Türkiye’ye karşı terör estiren grupları koruyup kollamak...
Oysa AK Parti hükümetinin istediği tek şey vardı: Teröre karşı ortak bir mücadele hattı oluşturmak...
İsrail devletinin acımasız terör politikalarına arka çıkanların hem IŞİD gibi örgütleri nasıl beslediklerini, hem de terör karşısında söz söylerken bin kez düşünmelerini salık veririm.
AK Parti’nin anlayışı panzehirdir
IŞİD/El/Kaide ideolojisi en başta AK Parti’ye düşmandır.
Çünkü AK Parti’nin temsil ettiği anlayış Ortadoğu’da yerleşik hale gelirse IŞİD/El-KAİDE gibi örgütlerin barınma imkanı da ortadan kalkar.
Buna rağmen ne yaptılar?
AK Parti’nin temsil ettiği demokrasiyle barışık İslami değerlerin muhafazasını öngören anlayışının önünü Ortadoğu’da ve Afrika’da kesmeye çalıştılar.
“Arap baharı”nın önü bu yüzden kesildi.
Mısır’da Sisi darbesi bu yüzden yaptırıldı.
Suriye’de Esed’in devrilmesi bu yüzden istenmedi. İlahi...
Bu vasattan kimin beslendiği ortada.
IŞİD’in oyun planına ve zamanlamaya dikkat
Sultanahmet’teki terör saldırısıyla Paris’teki saldırının zamanlamasına dikkat diyorum.
Bir merkezi operasyon kokusu almayanların aklına şaşarım.
Gerçekler ortaya çıktığında görülecektir ki IŞİD’in hedefinde sadece Fransa vb. Avrupa ülkeleri yok.
Avrupa’da “İslamofibik” anlayışın Müslümanlara farklı bir barbarlıkla yönelmesi kaçınılmaz olarak IŞİD vb. örgütleri daha da güçlendirecektir.
IŞİD’in bunu istemeyeceği söylenebilir mi?
Paris saldırısı üzerinden eşzamanlı olarak Erdoğanfobik anlayışın tekrar gündeme taşınması da “üst aklın” devrede olduğunun göstergesi niteliğindedir.