Galatasaray haftaya ikinci sırada başlamıştı. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın aldığı galibiyetler sonrası avantajını korumak için Akhisar’ı mutlak yenmeliydi. Sakatlığı devam eden Hamit’in yanı sıra, sarı kart cezalıları Melo ve Chedjou bu maçta formalarını Emre Çolak ve Semih’e devretmişlerdi.
İlk 45 dakikayı Galatasaray 2-0 önde kapattı. İki golde de Burak’ın imzası vardı. İlk golde Oğuz’dan dönen topu fırsatçılığıyla gole çeviren Burak, arkasından Emre’nin ortasında Orhan’ın üstünden kafayla golünü attı. Aslında ilk 20 dakika Akhisar oyunda daha istekli ve arzulu görünüyordu. Hele Güray’ın kaçırdığı bir pozisyon var ki, “Güray mı kaçırdı yoksa Muslera mı çıkardı” desek daha doğru olur. Muslera’ya ayrı bir parantez açmamız lazım. Çünkü o kadar güven veriyor ki kalede, her maçta 1 puanınız garanti. Galatasaray 1-0’ı bulduktan sonra daha iyi oynayıp oyuna ağırlığını koydu. Selçuk ve Emre’yle pas organizasyonlarını kanatlara kullanarak oyunun inisiyatifini ellerine geçirdiler.
Akhisar’da santrfor Gekas ise kadro dışı. Onun yerine önde oynayan Lualua santrfor değil ki nasıl gol atacaksınız? Akhisar’da sanırım Roberto Carlos golü düşünecek bir fikir oluşturmamış. Elinde halbuki Vaz Te gibi skorer bir oyuncun var sevgili hocam.
İkinci yarıda skor avantajı olan Galatasaray takımı çok disiplinli bir şekilde takım halinde topun arkasına geçti. Topu kaptıklarında Yasin, Bruma, Sneijder ve Burak’la hızlı hücuma kalktılar. 65’te Burak’ın Galatasaray, Vaz Te’nin de Akhisar takımı adına mutlak gol pozisyonları ne yazık ki sonuç vermedi. Hamza hocanın “Orası benim evim” dediği Akhisardan alınan bu 3 puan, kupa galibiyetinden sonra ballı lokma tatlısı gibi geldi.