Balkanlar'da 15 üniversite içinde birinci olan bir üniversite; Uluslararası Balkan Üniversitesi. Rektör Şinasi Gündüz’ün deyimiyle kar amacı gütmeyen tek üniversite. Kuruluş amacı; Balkanlar ve Türkiye arasındaki yüz yıl önce kopan bağları yeniden inşa etmek. Yedi fakülte ile hizmet veren üniversite her yıl yüzde 30 büyüme göstermiş. Sadece Makedonya’dan değil Balkanlar'ın birçok ülkesinden öğrenciye eğitim veriyor. Bu durum Balkanlar'da yer alan ülkeler tarafından dikkat çekici bir gelişme aslında. Üniversitenin gelişmesi sadece o ülkelerin değil bazı çevrelerin de rahatsızlığına sebep olmuş ki sonraki süreç biraz karışık gibi görünse de üniversiteye yönelik sinsi ve sistemli bir planın olduğu dikkatlerden kaçmıyor.
Üniversitenin kurulmasında rol alan bir vakıf ve vakfın yönetim kurulu başkanı olan bir milletvekili. Vakıf başkanının diğer bir ortağı futbolcu ve eski bir milletvekili olan H.Şükür’ün kardeşi G.Şükür. Buraya kadar her şey gayet normal seyrinde. Üniversiteyi kurma çalışmaları Türkiye Cumhurbaşkanı’nın dikkatini başbakanlık yaptığı dönemlerde çekmiş ve özel ilgisine mazhar olmuş.
Bu ilgi bir bankanın müdürü aracılığı ile somutlaştırılmak istenmesi sonrasında yaşanan gelişmeler daha da dikkat çekici kılıyor üniversiteyi. Üniversite için ayrılan para bir kurye aracılığı ile 16 Aralık akşamı banka müdürü H.A’ya getirilir. 16 Aralık akşamı gelen paradan, 17 Aralık günü nasıl olur bilinmez emniyet haberdar olur, yapılan baskında algı görüntülerini malum medya kullanmaya başlar. Algı çalışmasında ayakkabı kutusu içinde yer alan paraların olduğu görüntü sahtedir. Sahte görüntülerden yola çıkılarak oluşturulmaya çalışılan algı bir nevi gerçekleşmiştir.
Algı operasyonuna imza atmak isteyen çevrenin Makedonya ve Balkanlarda birçok koleji olduğu herkesçe aşikâr. Anormal olan bu kolejlerden hiçbir öğrencinin yaşanan operasyondan önce amacı Türkiye ile bağları güçlendirmek olan üniversiteye tek bir öğrencisinin bile kayıt yaptırmamasıdır. Kendilerinin hâkimiyet alanlarından biri olan eğitimde başka bir üniversite kendilerinden olmadığı için mi istenmedi? Sorusunun yanında Balkanlarda devlet destekli bir proje neden dışlanmaya çalışılır? Sorusunun cevabı da tam olarak bilinmez. Görünürdeki sebep eğitimde Balkanlardaki hâkimiyeti kaptırmamak gibi yorumlanabilir.
Her ne kadar yaşanan olumsuzluklardan etkilense de yapılan algı çalışmalarına rağmen üniversite faaliyetlerini sürdürür. Bin civarında hukuktan mühendisliğe kadar kayıtlı olan öğrenciler Türkçe ve İngilizce dillerinde eğitimlerine devam ederler. Bu bilgileri gazetemizin muhabiri Kemal Gümüş ve Akit gazetesi yazarı Kenan Kıran’ın Makedonya ziyaretinde yaptığı görüşmelerden öğreniyoruz.
Rota Haber, Posta, Zaman ve Hürriyet gazetesi aynı gün hepsi birden Star gazetesinin ‘Ayakkabı kutusundan’ yalan çıktı tarzında haberler ile sarıldıkları ayakkabı kutusu algısını devam ettirmeye çalışmaları gözlerden kaçmaz. Uluslararası Balkan Üniversitesi Star gazetesinin verdiği bina resmine ne de çok benzer yapıda oysa. Sehven konulan bir resmin benzerliği mi yoksa bitecek olan bir üniversitenin yapısının benzerliği mi rahatsız etti malum çevreleri bilinmez. Türkiye’deki yetkililer sadece Makedonya’daki değil, Bosna Hersek Cumhuriyetindeki gelişmeleri de takip ediyor. Bosna Hersek’de malum çevreye ait açılan bir üniversite sonrasında Türkçe eğitim veren bir üniversitenin YÖK tarafından denkliğinin kaldırılması bu süreçte en dikkat çekici gelişmeler arasında.
Kemal Gümüş’ün yaptığı röportaj sonrasında aslında bilinen ama çok da göz önünde olmayan bir gerçek ortaya çıktı desek yanlış olmaz. Bu gerçek, Türkiye’de malum yapıya karşı her alanda verilen mücadelenin Balkanlarda eğitim alanında da devam ettiğidir.