ZAGREB- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'dan oluşan Balkanlar ziyaretini takip etmek üzere, Saraybosna ve Belgrad'dan sonra Zagreb'teyiz.
Dünyanın gözü önünde, Avrupa'nın ortasında Srebrenica Katliamı gibi çok büyük acılar, travmalar yaşanan coğrafyada biriken gerilim her an patlayabilir; uluslararası toplumun müdahalesiyle zar zor tesis edilen barış pamuk ipliğine bağlı, dendi hep.
Hakikaten birbiriyle iç içe yaşayan toplumlar ve komşu devletler arasında sanki her şey "bir kıvılcıma bakıyor" gibi. Yaz aylarında Kosova ve Sırbistan arasındaki sınır ve plaka sorunları yüzünden tansiyonun nasıl hızla yükseldiğini hatırlayın. Ayrılıkçı söylemler, anlaşmazlıklar, Sırbistan'ın Kosova'yı tanımaması, azınlıkların durumu, karşılıklı tehditler ciddi tedirginlik sebebi.
Doğrusu bu durumu en iyi anlatan tasvir 2002 yapımı No Man's Land / Tarafsız Bölge adlı sinema filminin son sahnesindedir. Balkanlar, tıpkı filmdeki adam gibi, bir mayının üstünde yatmakta. Küçük bir harekette bile patlar.
**
Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Türkiye, bütün imkanlarıyla bunu engellemeye, gerilimi düşürüp devletler ve toplumlar arasında barışı huzuru ve istikrarı tesis etmeye çalışıyor.
Bunun için de kuşkusuz Bosna-Hersek ile, Balkanlardaki Müslüman toplumlarla çok müstesna bir bağı ilişkisi olmasına rağmen Sırplara ve Hırvatlara da dostça yaklaşıyor.
Erdoğan daha önce sayısız kere gerçekleştirdiği Balkanlar ziyaretinin sonuncusunda da aynı şekilde barış diplomasisi yürüttü.
Doğrusu başkentlerde hem devlet katında hem sokakta vatandaşlar arasında şahit olduğumuz gibi Erdoğan'a büyük bir güven duyuluyor. Sadece sorunların çözümü konusunda değil, çözüm için yapılan önerilerin ve hayata geçirilen projelerin bölgeye barış ve istikrar getirmesinde Türkiye farkı görülüyor.
Saraybosna'da Boşnak, Hırvat ve Sırp üyelerden oluşan Üçlü Konseyin Başkanı Şefik Caferoviç Erdoğan'ın "bölge için dengeli ve sakinleştirici bir rolü" olduğunu söyledi.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic ise ortak basın toplantısında şöyle dedi: Türkiye'nin çabalarına, Erdoğan'ın yapıcı rolüne büyük saygı duyuyoruz. Biz küçük bir ülkeyiz ama kendisi bu bölgeye her zaman ilgi gösterdi. Bunun için minnettarız".
Vucic'in Türkiye'den Bayraktar TB2 satın almayı çok istediklerini, bunun sırada beklediklerini hatta satın alma bütçesini büyüttüklerini ifade etmesi ayrıca ilginçti.
**
Erdoğan ve heyetinde yer alan Bakanlar her üç ülkede de mevkidaşlarıyla ayrı ayrı görüşmeler çalışmalar yaparak siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilerin ötesinde sahip olunan tarihi, kültürel ve beşeri bağları kuvvetlendirecek pek çok yeni anlaşmaya imza attılar.
Ziyarete siyasi diplomasi kadar ticari diplomasi de damgasını vurdu yani. Üç ülkede de DEİK toplantıları yapıldı, Türkiye'den gelen iş insanları gidilen ülkedeki muhataplarıyla tanıştı, saatlerce baş başa görüşmeler yapıldı, yeni işbirliklerinin zemini atıldı.
İnşallah yeşerecek çiçeklenecek, böylece hem bölge ülkelerinin birbirleriyle hem Türkiye ile bağları daha da güçlenecek. Balkanlara barış huzur ve istikrar gelecek.
Tam da Bosna-Hersek'in Bilge Kralı Aliya İzzetbegoviç'in vefatından bir gün önce kendisini ziyarete gelen Erdoğan'a vasiyet ettiği gibi: "Evladım Tayyip, bu topraklar evlad-ı Fatihandır, buralar size emanet".