Azerbaycan’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki ay civarında zaman kaldı. Herkes gergin ve beklenti içinde. Bir nevi Bakü YOL AYRIMINDA. Bir tarafta Batının, diğer tarafta Rusya’nın baskısı sözkonusudur. Uluslararası güçlerden ciddi beklentiler uzun yıllardır Azerbaycan muhalifeti için önemli heyecan kaynağıydı. Zira, başta ABD olmak üzere uluslararası merkezlerin Azerbaycan’daki seçimlerdeki tutumları hep muhalifetin hayalkırıklığı kaynağı oldu.
Uzun yıllar Azerbaycan’da Aliyev karşıtı güçlerin esas inandıgı fikir “Herşeyi uluslararası merkezler çözüyor” idi.
Artık herkes, “her şeyi halk çözecek” sloganını dile getirmeye başladı. Gerçi, özellikle yeni trend olan Rusya’dan medet umma trendi bayağı siyasi meydanda boy göstermektedir.
Ağustos’ta Rusya Başkanı Putin’in Bakü ziyareti beklenmektedir. Acaba ne için geliyor? Azerbaycan seçimleriyle bağlantısı var mı? Rusya ABD’ye mesaj mı vermek istiyor? gibi sorular toplumda dile getirilmeye başladı.
Rusya her zaman emperyal politikalar üzerinden strateji belirleyen bir devlettir. Rusya’nın dayanma gücünün kaynağı bu zihniyettir. Son günler Putin bir ilke imza atarak, Rusya’nın sınırları dışında operasyon gerçekleştirmek için “Özel Operasyonlar” yapan ordu kolunun yaratıldığını ilan etti. Bu Rusya Silahlı Kuvvetler tarihinde, benzeri olmayan ciddi olaydır. Bu adımlar, dış politikada Rusya’nın siyasi stratejilerinin silahlı güce dayanacağını işaret ediyor. Son zamanlarda Rusya’nın Azerbaycan iktidarına baskı uygulandığı, İlham Aliyev’den Avrasya Birliği’ne destek konusunda net adımlar atmasını beklediği biliniyor. Rusya’nın Aliyev iktidarına karşı devrim yapma hevesinde olduğu, bu hususta çalışmaların yapıldığına dair dedikodularda dolaşmaktadır. Gerçi Saakaşvili bu konuda açıklamada bulundu ve Gürcistan’daki senaryonun Azerbaycan için de gerçekleşeceğini işaret eden beyanda bulunması bir hayli tedirginlik konusu olmuştu.
Seçim öncesi Putin’in Bakü ziyaretinin altında çeşitli nedenler arayıp bulanlar da az değildir.
ABD Rusya’yı tedirgin ediyor. Bir yandan Rusya’nın içerisinde demokrasi arayışı, diğer yandan Rusya’nın etki alanı olarak bilinen bölgelerde boy göstermesi Rusya’nın esas tedirginlik nedenidir. Son ABD’li ajan Snowden ile ilgili tutumunu benimsemeyen ABD halen Putin’den net tavır beklemektedir.
Bir taraftan bu konuda Rusya kendi imajını bozacak tutum sergilemek istemiyor, diğer yandan da zıtlaşma konusunda pek istekli gözükmüyor.
Batılı kaynaklardan beklentilerini alamayan Azerbaycan’daki Aliyev karşıtı güçlerin hepsini kapsamasa bile, büyük çoğunluğun Rusya endeksli olumlu mesajlar vermesi oldukça manidardır.
Mesela Haydar Aliyev’in kadrosunda olan, zamanında Azerbaycan parlamento başkanlığı yapan, görevden gittikten sonra ise ABD’de yaşayan ve oradan önce Haydar Aliyev şimdi ise İlham Aliyev karşıtı gruba geçen Rasul Guliyev ilginç açıklama yaptı.
Rasul Guliyev Azerbaycan muhalifetinin Putin’e müracaat etmesini önerdi. Putin’in Azerbaycan’daki seçimlerle ilgili tutum sergilemesini ve demokrasi konusunda muhalefete destek vermesini isteyen bu öneri ciddi analiz konusudur. Yıllardır ABD’de yaşayan ve bu yıllar içerisinde her şeyin okyanusun ötesinde belirlendiğini söyleyen birinin, bugün Rusya’dan beklentide olması konjonktörü anlatmakta ve ABD’nin demokrasi hikayesinin suya düşdüğüne işaretir .ABD den “Aliyev’i göndermek ve adil seçimler” hususunda uzun yıllar destek olacağına inanan Azerbaycan muhalefeti, artık umudun halkta olduğunu ifade ediyor. Oysa hep “ABD Aliyev’i istemiyor”, “bu seçimler Aliyevsiz olacak” açıklamaları, sık sık kullanılıyordu zamanında. Ve halkın sesinin bir şey ifade etmediğine inananların sayısı bayağı fazlaydı.
Şimdi Rusya faktörü, ciddi ciddi siyaset meydanında kendine yer bulmayı başardı. Her ne kadar da, herkes için bu durum kabuledilir olmasa bile, yavaş- yavaş siyasi sözlüğümüzü süslemeye başladı Rusya ve özellikle Putin’in varlıgı.
Bu tabloda neden Türkiye faktörü sönük gözüküyor? Neden bir zamanlar her siyasi tabloda Türkiye varken, şimdi biraz farklı yerde konumlanmaktadır? Türkiye hangi adımlar atmalı ki, istenilen stratejik senaryoları belirlemek konumunda olsun? Bu sorulara cevapları haftaya sizinle paylaşmaya gayret edeceğim.
Çünkü YOL AYRIMINDA duran Bakü’nün bu karmaşa içerisinden doğru kararla çıkması için, Ankara’nın tavrı ve tarzı hayati önem arz ediyor.