Önce ABD’de yayımlanan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Sonra İngiltere’nin etkin gazetesi Financial Times...
Her iki gazetede de, bu sıralar, Cizre başta olmak üzere, sokaklarda ağır silah ve roket atarlarla dolaşan, bu silahları kullanan, polis ve asker şehit eden, YDG-H’li gençlerle yapılan röportajlar yayımlandı.
Hemen ajanlık hikayeleri kurgulamaya gerek yok. WSJ’da yayımlanan röportajı yapan muhabir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı.
Financial Times muhabiri de tahminen aynı adımları takip ederek benzer bir röportaj yaptı.
***
Ajanlık hikayeleri kurgulamaya gerek yok ama her iki röportajın çizdiği şehir savaşı yaşanıyor havası son derece sıkıntılı.
Financial Times muhabirinin röportaj yaptığı yerel bir gazeteci “Eskiden Molotof atıyorlardı şimdi silah atıyorlar” demiş. Bir adım ötesine geçelim o zaman...
Mesela “taş atan çocuk” davalarını hatırlayalım. O davalarda 200 kadar çocuk cezaevindeydi ve binlerce dava dosyası vardı.
Sonra 2010 yılında Terörle Mücadele Yasası’nda yapılan bir değişikle devlet sokağa bırakılan çocukları kazanma refleksi gösterdi.
Hatta CHP’li bir vekil de kürsüye taşla çıkarak, “taş atana ateşli silah kullanan kişi muamelesi yapamazsınız” konuşması yaptı.
Üst üste gelen 2 röportajı okurken aklıma o dönem geldi. Eğer o düzenleme olmasaydı tahminen şimdi sokakta elinde silahla dolaşan çok daha fazla genç olacaktı...
***
Bu tarz haberlerde adalet ya da denge unsuru aramak çoğu zaman boşa uğraşıdır. Ve genel eğilim her zaman legal olarak silah taşıyanla değil kanun dışına çıkarak eline silah alanla konuşmaktır.
Konuşulanların yaşının 18 altında olması, yüzlerini kapatma ihtiyacı duymaları gibi görsel soslar da kullanılır.
Tüm bunların dışında haberlerde en çok takılmamız gereken nokta başka...
Nedense bu tür haberlerde bir süredir PKK’yı sadece Türkiye terör örgütü kabul ediyor gibi bir hava var. Financial Times muhabiri yazarken, PKK’yla aralarındaki ilişkiyi kesin bir dille yalanlıyorlar demiş.
Keşke aynı muhabir o kadar ağır silah, patlayıcı ya da mayının nereden bulunduğuna dair de sorular sorsaydı. Mesela bakkaldan alamazsınız o silahı, değil mi?
O zaman yazılanlara ciddi gazetecilik deme imkanı olurdu.
Öyle bir durum yok ...