Brexit yani “Britain-exit” referandumu tam bir şok etkisi yarattı. Görünen o ki, ne referandum kararı alan İngiliz hükümeti, ne de AB’den çıkma yönünde oy kullanan İngiliz halkı bu sonucu beklemiyordu. AB’den çıkma yönünde oy kullanan İngilizlerin, arama motoru Google’da en çok aradıkları kelime AB olmuş... Brüksel’de bu gelişmenin travmatik bir etki yarattığı basının sorularına bile tahammül edemeyen AB Komisyon Başkan’ı Jean Claude Juncker’in basın toplantısını terk etmesinden ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un beti benzi atmış bir şekilde basının önüne çıkmasından belliydi...
“Bir an önce çık ve bu dosya kapansın” modunda terk edilen sevgili tribi yapan Brüksel, İngiltere’nin ayrılma sürecinin uzamamasını istiyor.
Avrupa Birliği İngiltere’nin ayrılmasının ardından muhtemelen kısa bir süre sonra parlamento seçimlerini yenilemek zorunda kalabilir. Avrupa sathı mahallimde yabancı ve göçmen karşıtı aşırı sağ politikaların destek bulmasından yola çıkarak, olası bir seçimin Avrupa’da aşırı sağı daha belirgin hale getireceği saptamasını yapabiliriz...
En ihtiyaç duydukları anda bile bırakın tam üyeliği, vize muafiyeti için bile ayak direyip, 72 tane bahane bulan Avrupa Birliği cephesi, Türkiye’nin üyeliği konusunda yakın gelecekte adım atmayacak... Burası kesin... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜMSİAD iftarında yaptığı konuşmada Fransız Dışişleri Bakanlarından birisi ile yapılan bir görüşmeden ilginç bir anekdot aktardı. Fransız bakan o dönem Başbakan olan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmesinde açık bir şekilde itiraf ede. Türkiye’yi Müslüman bir ülke olduğu gerekçesiyle AB’ye almayacaklardır.
Türkiye de, 1963 Ankara Anlaşması’ndan bu yana oyalandığı AB üyelik talebini halka sormalıdır... Belki bir kamuoyu araştırması ya da bir referandumla Türk insanının bu konudaki görüşleri alınmalıdır...
Varlık sebebinden uzağa düşen Avrupa Birliği kan kaybederken, Türkiye’nin de iki yüzlü bir yaklaşımla karşı karşıya bırakıldığı bu sürecin parametrelerinin yeniden belirleneceği bir süreç mutlaka ama mutlaka başlatılmalıdır...
AB üyelik talebinin gözden geçirilmesi, AB ile tüm ilişkilerin koparılacağı anlamına gelmemektedir...
Türk halkının bu konudaki görüşü kilit önemdedir...
Pandora’nın kutusu açıldı Avrupa cephesinde... İngiliz halkının kararının belli olduğu 24 Haziran 2016 tarihinden itibaren Avrupa Birliği geri vitese takmıştır ve geri geri gittiği yolun nereye çıkacağını da bilmemektedir...
Tabi bu noktada bir kez daha not düşelim...
Avrupa’ya göç etmeye çalışırken Ege Denizi’nde hayatını kaybeden ve cansız bedeni kıyıya vuran minik Alan Bebek’in ahı, vebali AB’ye daha çok hasar verecektir...
Mülteci krizinde insani değerlerden fersah fersah uzağa düştüğü ortaya çıkan AB, daha milliyetçi, daha fazla yabancı düşmanı bir rotaya girmiştir...
Doğu bloku sayfasını kapatma operasyonuna genişleme süreci adını veren AB, kapısına dayanan mültecilerle birlikte daralma sürecine girmiştir...
Es geçmeyelim.