Ahmet Hakan, önceki gün TRT’yi eleştirdi. Eleştirebilir elbette, en doğal hakkıdır, demokratik bir ülkede yaşıyoruz. Ama zurnanın zırt dediği bir yer var, o yeri es geçtin mi eleştiri, eleştiri olma özelliğini kaybediyor, başka bir amacın ilanı haline geliyor...
***
Önce Ahmet Hakan’ın cümlesine bakalım: “Senede bir gece olsun milli birlik ve beraberliğin sağlanmasına katkı sunan Eurovision’a Türkiye’yi çeşitli gerekçelerle sokmuyorsun... Peki söyle bakalım: Milletçe büyük ihtiyaç duyduğumuz milli birliğimizi sağlamak için ne türden bir gece düzenlemeyi planlıyorsun?” Ahmet Hakan’ın “milli birlik ve beraberlik”e bu kadar düşükün olduğunu bilmiyorduk.Tıpkı onun TRT’nin neden Eurovision’a katılmama kararı aldığını bilmediği gibi...
Çeşitli gerekçe denilen şey, Eurovision’larda Türkiye’yi avantajlı konuma getiren oylama sisteminde yapılan değişiklik. Avrupa’da yaklaşık 4,5 milyon Türk kökenli insan yaşıyor, televote sistemiyle oylama yapıldığında, Türkiye ciddi oy alıyordu. Başta İngiltere olmak üzere kötü sonuçalanlar bu işe bozuldu,oylama sistemini değiştirip, eski usul jüriyi işin içine soktular, orada da yolsuzluk vs soruşturmaları başladı. TRT gerekçe uydurmuyor, bir duruma tepki gösteriyor, aradaki fark var.
***
Denilebilir ki, başka ülkeler de aynı koşullarla yarışmaya giriyorlar. Doğru, hatta bir adım ileri gidip, “Bu sistem değişikliğine Avrupa’da ülke dışında yaşayan çok sayıda vatandaşı olan diğer ülkeler de itiraz edebilir” de demek mümkün.
Sorun şu, başta İngilizler olmak üzere o ülkelerin vatandaşları Eurovision’a ilgi duymuyor, oy kullanmıyorlar. Ne İspanya’da yaşayan yüzbinlerce İngiliz ne de Almanya’da yaşayan Yunanlılar. TRT, sistem değişikliği kadar bu değişikliğin Türkiye’ye karşı yapılmasına karşı çıkıyor. Bunlar “çeşitli gerekçeler” diye cümle içerisinde es geçilecek kadar önemsiz işler değil...