Tarih 2007. Ak Parti’nin 352, CHP’nin 151, ANAP’ın 20, DYP’nin 5 milletvekili vardır.
11 bağımsız milletvekili de Meclis’tedir.
367 garabetinin ortaya atılmasından kısa süre geçmiş, “akıl tutulması” hayata geçmiş, Sabih Kanadoğlu’nun fantezisi gerçeğe dönüşmüştür.
ANAP kilit partidir.
DYP ile birleşme kararı alınmış, o birleşmenin ardından ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu (ki Ak Parti Hükümetlerinde Milli Eğitim ve Turizm Bakanlığı yaptıktan sonra yeniden ANAP’a dönmüş ve Genel Başkan olmuştur) hem birleşmeyi kutlamış, hem de 367 garabetine destek vereceğini beyan etmiştir.
“Mumcu’yu kim ikna! etti?” sorusunun yegane cevabı askerdir.
Ki daha sonra “dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın Mumcu’ya “balans” ayarı yaptığı ve Meclise girmemesi konusunda ikna ettiği yönünde bir ses kaydı ortalıklara dökülmüştü. Taraflar bu kaydı reddetti ama ortada “kimya bozan bir paşa”nın olduğu hep konuşuldu.
Dönemin ANAP MKYK üyesi Hüseyin Kocabıyık Erkan Mumcu’nun yine dönemin YÖK Başkanı Erdoğan Teziç’e suikast girişiminin kararını değiştirmesinde etkili olduğunu açıklamıştır.
Öyle ki suikast girişimleri, kimya bozan paşalar, aracı-uyarıcı isimler, darbe efekti, Erkan Mumcu’nun kıvamını istenilen duruma getirmiş ve sonrasında palyatif olduğu anlaşılan bir hamleyle Gül’ün Cumhurbaşkanlığı kısa süreliğine engellenmişti.
Oysa dik duruş sergileyebilse, meclisi kilitlemek adına hareket etmese, vesayet odaklarına teslim olmasa Erkan Mumcu bugün hala siyaset sahnesinde olurdu.
Tarih 2015
Haziran seçimlerinin ardından oluşan meclis aritmetiği koalisyonu zorunlu kılıyordu.
Elbette her parti kendi durumuna, seçmen tabanına bakacak, koalisyon yapmak ya da yapmamak tercihini kullanacaktı.
Ama Bahçeli tıpkı 8 yıl önce ANAP’ın yaptığını yapmaya karar verdi.
Koalisyona girmem dedi.
Azınlık hükümetine katılmam dedi.
Erken seçimi desteklemem dedi.
“Ben tribünde oturur, hiçbir şey yapmadan oyunu artıran parti sıfatını sürdürürüm” dedi.
Aynı Erkan Mumcu’nun yaptığı gibi.
Oyuna dahil olmadan, oyunu kilitleme hamlesi Erkan Mumcu’yu bitirdi.
Mumcu’nun tavrının “Siyaseten intihar” olduğu kısa sürede anlaşıldı.
Bahçeli de aynı yolu seçerek o yola taş döşüyor.
Siyaseten intihar ediyor ama farkında değil.
Özerklik komedisi
2 il 10 ilçede özerklik ilan eden terör örgütü üyeleri komiklik yaptıklarının farkındalar.
Yıldıray Oğur’un işaret ettiği gibi aynı kalemden çıkan metni okuyorlar.
Özerklik ilanı ederken çekilen video kaydına baktığınızda o karede yer alanlardan bazılarının kıs kıs güldüklerini fark ediyorsunuz.
Tabiî ki “KCK Yürütme Konseyi üyesi” gibi şaşaalı sıfatı taşıyan Duran Kalkan’a ya da “ABD ile görüşüyoruz” diyen Cemil Bayık’a gülmüyorlar.
Durum komedisinin kendileri de farkında.
Yoksa “Türkiye’den ayrılmıyoruz. Yerel demokrasiyi geliştirirsek hükümete darbe vurmuş oluruz. Devleti reddetmiyoruz ama devletin tüm kurumlarını tanımıyoruz” cümlesinin neresi ciddiye alınabilir ki.