Filistin tam bağımsızlık yönünde önemli adımlar attı ve biz sevindik. Bağımsızlığın birçok özelliğin bir araya gelmesiyle mümkün olacağını düşündüğüm için bağımsızlık için daha birçok yetkinin olmasını düşünüyorum. Bağımsızlık tek boyutlu bir olgu değildir. Bu nedenle bağımsızlık, yıl dönümlerini kutlayan ülkelerin tam bağımsız olduğunu düşünmem.
Üniversitede iken şöyle düşünürdüm: İnsanların ihtiyaçları üst üste yığılmış küpler gibidir. Bunlardan herhangi birini çektiğiniz zaman onun üstündekiler yere düşer ve kırılırlar. Bu nedenle küplerin en altından başlayarak aradan birinin çekilmesine izin verilmemelidir. İnsanlar için en alttaki küp yani en büyük ihtiyaçları gıdadır. Başka ülkelerle mücadele eden biri gıda ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamalıdır.
Bir ülke için tam bağımsızlık şart değildir. Her ülkenin karşılayamadığı ihtiyaçları olabilir. Bunun için ittifaklar kurulur. Yanlış anlaşılan bir şey vardır. İki ülkenin dost olmasını kültürel nedenlere ya da çıkarlarına bağlarız. Çıkarların hem uzun vadeli düşünülmesine, hem de zaruri olmasına bakmalıyız.
Günümüzde ülkeler enerji ihtiyaçlarını kendileri karşılayamadığı için dışarıya bağımlıdır : Mesela bu bağımlılık tüm Avrupa için geçerlidir. Dünyayı kontrol etmek isteyen ABD, petrolün üretildiği ülkeler üzerinde hegemonya kurmaktadır. Bunun için güvenlik ihtiyacını karşılayan askeri gücünü kullanmaktadır ve üretici ülkeler bir yandan güvenliklerini sağlamak diğer yandan ürettiklerini satmak için ABD ile işbirliği içindedir. Bu iki görevi yapacak bir güç ABD ile rekabet edebilir.
Türkiye bu kriterlere göre nerededir? Kötü durumda olduğumuzu söyleyemeyiz. Ancak bu kriterleri gözetip tedbir almıyoruz. Türkiye tarımı kötü yönetilmektedir. Bu konuda eskiden beri şunu savunurum. Türkiye’de tarım köylüye bırakılmamalı ve bir sanayi gibi yönetilmelidir. Bu köylünün eğitilmesiyle de gerçekleşir. Toprakların bölünmesini önleyecek tedbirler alınmalıdır.
Türkiye enerji açısından çevre ülkelerden bazılarıyla bütünleşmeye benzeyen tedbirler alıp, onların eğitim, tarım ve güvenlik sorunlarında destek olmalıdır. Türkiye kültürel açıdan çevre ülkelere yabancı değildir ve bunu birlikte geliştirmeye çalışabilirler. Ancak Türkiye’de önemli bir bölüm insan maalesef bu kültürü reddediyor ve Avrupalı insanlar gibi olmamızı istiyor. Ben kültürümüzün sağlam olduğunu ancak daha temel esaslar üzerine başka kültürlere benzeyen binalar yapıldığı için karmaşık, hiçbir şeye benzemeyen binalar oluştuğunu düşünüyorum.
Bizim genel davranışımız bir problemle kaşılaştığımız zaman bunu düşünüp çözmek yerine başkalarının davranışını kopya ediyoruz. Çünkü batılının bu problemi en iyi şekilde çözdüğüne inanıyoruz.
Eğitim sistemimiz düşünmek yerine ezberlemek üzerine kurulmuştur. Bu nedenle herkes bir problemle karşılaştığı zaman onu çözmek yerine kitaplarda çözüm arar. Üniversitede de benzer bir durum vardır. Bir araştırmayı değerlendirenler dip notu ararlar, dip notu ne kadar çoksa araştırmanın o kadar değerli olduğunu düşünürler. Kendi düşündüğünü yazan insanlara ihtiyacımız var.