İskoçya bağımsızlık için yola çıkarken zenginleşeceğini sanıyordu. Yeni ülke AB’ye girecek, Euro kullanacak, Londra’ya vergi vermeyecek, kıyıdaki petrole sahip olacak vs vs.
Ancak ne Londra, ne Avrupa ne de büyük birader ABD bu girişime iyi gözle baktı. İskoçya giderse, İngiltere zayıflayacaktı, Avrupa’nın daha küçük parçalara ayrılmasının yolu açılacaktı. Üstelik İskoçya da zengin olmayacaktı. Onun için de hareketi ekonomi üzerinden durdurdular. İskoçlar’ın kalplerine değil, cüzdanlarına korku saldılar. Bireylere: Bankalardan kredi alamazsınız, ev borcunuzu ödeyemezsiniz- dendi.
AB -sizi almayız, Euro kullandırmayız- dedi. Londra -Sterlin de kullandırmam, pasaport vermem- dedi. Bankalar, şirketler İskoçya’yı terk tehdidinde bulundu. İskoçlar’ın hayalinde petrol vardı. Londra petrolü de vermeyecekti. Tümüyle ekonomik koşulların ağırlığı altında bağımsızlık girişimi reddedildi.
Demek ki:
- Batıda ayrılıkçı hareketlere izin yok.
- Bireyleri cüzdandan yakalamak en kolayı.
- Atılacak adımla bireylerin zenginleşmeyip daha fakirleşeceği anlaşılır ve anlatılırsa, karar: Hayır -Bağımsızlık diyenin dışarıdan yüz bulup bulmaması çok önemli.
- Dış destek olmazsa bağımsızlık hikaye.
Ayrılmak isteyene önce -Birikmiş borçlarını nasıl ödeyeceksin- diyorlar. Hâlâ ısrar ederse, gelecekteki faturayı gösteriyorlar. Ve tabii ki demokratik biçimde... İskoçya’da bağımsızlığın reddi demokratik biçimde gerçekleşmiştir.
Savaşın kendisi var, adı yok
Amerika savaşta mı, değil mi... Düşman, IŞİD denen ve sayıları 30 bini bulduğu iddia edilen bir çete... Yayıldıkları arazi Irak ve Suriye’nin yüzeyi. Başkan Obama önce -Stratejimiz yok- dedi, muhalifler -Bu nasıl başkomutan- diye tozu dumana katınca, günler içinde ABD ordusunun ateş gücünü, NATO dahil 40 kadar müttefiki bir araya getirdi. Uzunca bir mücadeleden söz etti. Terör örgütünü zayıflatıp, çökertip sonra yok etmekten söz ediyor. Belki Nobel Barış ödülü aldığı için -Savaş- kelimesinden kaçınıyor.
ABD Dışişleri Bakanına sordular: Savaş havasına girmenizi tavsiye etmem- dedi. Savaş yok, terörle küresel mücadele var- diye ekledi. Ama Savunma Bakanı -IŞİD’e karşı savaş halindeyiz- diyor. Genelkurmay Başkanı da öyle. Askerler öyle diyorsa, öyledir.
Savaş terimini kullanmadan savaş uçakları, İHA’lar yoğun bombardımandalar... Yaklaşık 1600 ABD askeri Irak’ta danışmanlık hizmeti veriyor ve bu sürede Bağdat’ın kendini toplayıp ne zaman ordusu ve siyasetiyle işler hale geleceği bekleniyor. Şimdiye dek alınan mesafeye bakılırsa, bu bekleyiş hayli uzun sürecek.
Bu arada Başkan Obama’nın sürekli tekrarladığı -Amerikan postalı toprağa değmeyecek- vurgusu var. Bu ilkeyi Cumhuriyetçi Parti muhalefeti iyi karşılamıyor. O biliniyordu da, kısıtlamanın ABD ordusunda iyi karşılanmadığı yolunda haberler var. Genelde de Obama’nın askerlerle arasının iyi olmadığı rivayet edilmekte.
Ancak -Postal yok- deyince, gücü kısıtlamış ve bir eli bağlı halde çatışmaya giren ordu- akıllara geliyor. Seçenekleri kısıtlayınca belki iç kamuoyuna -savaş- korkusu verilmiyor, ama komutanlara göre bu durum düşmana yarıyor. Müttefiklere de pek yaramadığı söylenebilir: Karada havada denizde birlikte değil miyiz?
Obama -postal yok- derken, Genelkurmay Başkanı önceki gün Kongre’ye -Postal yok, ama gerekirse, ben talep edeceğim- deyip kaşların kalkmasına neden oldu. Genelkurmay halin icabına göre asker indirme seçeneğini elde tutmak istiyor. Başkomutan ise peşin -Hayır- dedi. Ne olacak?
Bu yarım porsiyon stratejilerin içine şimdi Suriye de eklendi, ki strateji uzmanları bile ne olacağını kestiremiyor. Suriye’de öyle birşeyler yapılması gerekiyor ki, bunun sonunda 1- IŞİD zayıflayacak, 2- IŞİD karşıtı olan ve Şam karşıtı olduğu umulan gruplar güçlenecek 3- Şam güçlenmeyecek. Bunun nasıl olacağını henüz bilen yok. Hatta -Suriye yanında, Irak çok kolay- diyen de var. Irak’ın kolayı buysa...
Bu tabloda 5 bin kadar Suriyeli muhalifi ABD eğitip silah verecek. Bu eğitim ve silah akışı daha önce de vardı, ama bu kez daha geniş çapta... Bu saate kadar beğenilmeyen Suriyeli direnişçiler yeniden kıymete bindi. Ancak aralarına IŞİD sızmasın diye sıkı gözetim altında kalacaklar ve ellerine hafif silah verilecek. Başarı kazanır kendilerini kanıtlarlarsa ve de sağ kalırlarsa belki ağır silah alacaklar. Üç vakte kadar.
Irak ve Suriye ve IŞİD konusunda yoğun hareket ve bombardıman var, ancak ne kadarı sonuç alır, ne kadarı iç kamuoyuna hitap etmek için, ne kadarı zamana oynamak için, belirsiz... Bir de bu coğrafyanın sürekli sürpriz yaratmak gibi bir kötü huyu var. Zamanın ilerlemesi dosta değil, düşmana yarıyor.
twitter.com/selimatalayny