Sovyetler Birliği'nin çöküşü, yeni bir "Oluşum" ortaya çıkartmıştı. Meydana gelen bu yeni oluşum, 8 Aralık 1991 yılında; Rusya, Ukrayna ve Belarus arasında "imzalanan" antlaşma ile ortaya çıkan bir topluluktur.
"Bağımsız Devletler Topluluğu" isimli "ittifaka", daha sonra Letonya, Estonya, Litvanya, Ukrayna ve Gürcistan "hariç", tüm eski Sovyet Cumhuriyetleri de dahil olmuştu. Türkmenistan, hukuken değil, DeFacto topluluğun üyesidir. Gerçi bu ittifak, daha ziyade "ekonomik kanalların" çalışmasını hedeflemişti. Yeltsin döneminin çabası olan bu İttifak, daha çok Putin döneminde siyasi "aparat" olarak çalıştırılmaya başladı.
Dün Rusya Başkanı Putin'in de katıldığı Sankt-Petersburk'da gerçekleşen toplantıda; dikkatimi çeken şey şu oldu:
Kazakistan Başkanı Tokayev, önümüzdeki 2023 yılının Bağımsız Devletler Topluluğunu oluşturan ülkelerde, "Rus-dili yılı" olmasını teklif etti. Tüm üyeler bu teklifi destekledi ve Putin bu durumdan memnuniyetini gizlemedi.
Gelelim dil konusuna:
Putin için ve genelde Rusya, Rus-dilinin, eski Sovyet Cumhuriyetlerinde kalıcı aparat olmasını istiyor.
Ukrayna ile arasındaki tüm küresel sorunların yanı-sıra, en başta Rus-dilini konuşanlara yönelik "baskı" konusunu gündem etmekten vazgeçmedi.
Zaten eski Ukrayna Başkanı Yuşenko'nun yönetimi dönemindeki en büyük hedef, şu cümlelerden belliydi : "Rusya'nın sınırları, Rus dilinin bittiği yerde biter. O nedenle hedefimiz, bu dilin önünü keserek; Rusya'nın içimizdeki hakimiyetini kesmiş oluruz..."
Evet, görüldüğü gibi Rus-dili, Rusya için sıradan konuşma "aparatı" değil, bilakis "siyasi-varlık" için bir zemindir.
Teklifin Kazakistan'dan gelmesi de anlamlıdır.
Ukrayna sonrası, Rus-dili üzerine en fazla "mühendislik" yapılan ülkelerden biri; Kazakistan'dır.
Putin'in bu teklifin Tokayev'den gelmesini ayarlaması ise; önemli mesajlar içeriyor.
Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan ve Ermenistan; dil konusunda sorunlu gözükmüyor.
Kırgızistan ve Kazakistan ise; hem sosyolojik, hem de siyaseten, Rusya "odaklı" konulara bu aralar çok daha hassas.
Kazakistan resmi kurumlarında, Rusya ile yazışmalarda; Rusça "kullanmama" eğilimi söz konusu. Kazakistan bu hususta yeni "gerilim" alanı olarak yorumlanmaktadır. Moskova bu nedenle bu teklifin Kazakistan Başkanı tarafından "verilmesini" önemsiyor.
Peki bu siyasi enstrüman, Putin için ne ifade ediyor?
Ukrayna ile oluşan bu yeni süreç, Rusya açısından "dost" ve "düşman" tanımını pekiştirdi.
Kendi çevresindeki ülkelerin, çok taraflı siyaset anlayışının; Rusya konulu meselelere net tavır sergilemesini isteyeceği açıktır.
Evet, önceleri daha kolay bir ortam vardı. Ukrayna-Rusya savaşı ile durum farklılaştı.
Putin çevresindeki bu topluluğu, şimdi daha fazla "aktifleştirme" peşinde.
Elindeki bu oluşumu giderek daha fazla "siyasi konulara" muhatap edecek gibi.
Aslında "Rusya yalnız kaldı..." görüntüsünü de böylece farklı tablo ile "çürütmek" ister sanki.
Putin Rusya çevresinde kendisine yönelik "olumsuz oluşum" ihtimallerini de hesaba katarak, gelecek "planlaması" yapmaktadır.
Geçenlerde Azerbaycan-Ermenistan Dışişleri Bakanlarının, Moskova toplantısına Ermenistan Bakanının "katılmaması", haliyle çokça "sorulara" neden oldu. Putin, bir taraftan da Rusya "merkezli" meydanın sorun çözen bir alan olduğunu da kanıtlama peşinde.
Nasıl sonuç vereceğini tabii ki zaman gösterecek. Amma Rusya'nın oluşturduğu bu alanın, giderek daha fazla siyasi konulara meydan olacağı açıktır.