Avrupa savunma sanayiinin dikkat çeken projesi olan FCAS (Avrupa Hava Muharebe Sistemi) uzun süren anlaşmazlıklardan sonra bu yıl hayata geçti.
Macron ve Merkel tarafından 2017'de açıklanan proje Brexit ve göçmen krizi gibi sorunlarla karşılaşmıştı. Ancak esas mesele ortaklar arasındaki çıkar çatışmasıydı. Dassault, Airbus Space, Thales ve Indra gibi şirketlerin başı çektiği konsorsiyum yüzlerce tedarikçiyle sistemi inşa edecek.
2023 yılında Fransa, Almanya ve İspanya'nın siyasi irade beyanıyla yeniden başlayan proje 2040 yılına kadar Rafael ve Eurofighter uçaklarının yerini alacak yeni nesil uçakları üretecek.
Hibrit savaş çağındayız. Avrupa'nın üç ülkesini birbirine daha da bağımlı kılan bu projede geleceğin çığır açacak teknolojileri kullanılacak. Farklı enstrümanların entegre becerilerle donatılacağı bu sistem için büyük bir ar-ge yatırımı yapılmış.
Veri analizi, yapay zekâ ve insan-makine işbirliği sayesinde uçaklar, radarlar, uydular, dronlar koordinasyon içinde hareket edecek. Binlerce mühendisin çalıştığı FCAS Avrupa güvenlik mimarisi için çok kritik. Avrupa'nın güvenliğini gündeme almak için geç kalınmış olabilir ancak dünyanın gidişatını bu gelişmelerden anlamak da mümkün. ABD'nin Avrupa'daki koruyuculuğa karşı Fransa'nın ısrarıyla canlanan bu proje nihayete erecek mi takip edeceğiz.
2022'de Birleşik Krallık Hava Kuvvetleri Küresel Savaş Hava Programı çerçevesinde Team Tempest'i ortaya koydu. İngiltere, İtalya, Japonya ortak girişimi olan bu projede ar-ge çalışmaları için yüksek maliyetlere katlanıldı. Yapay zekâ ve makine öğrenimi gibi dönüşüm teknolojilerine yatırımlar yapıldı. Proje 25 akademik kurumu ve 580 üretici firmayı kapsıyor.
Team Tempest Birleşik Krallık'ın küresel arenada savunma yeteneklerini güçlendiren ve uluslararası ilişkilerde varlığını hissettiren iddialarını ortaya koyuyor.
Türkiye Kaan projesiyle dikkatleri çekiyor. Türk Hava ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen 5. nesil savaş uçağı KAAN, Türkiye'nin F-16 savaş uçaklarından oluşan filosunun yerini alması amacıyla geliştiriliyor. 2028'de yerli motorla uçacak olan Kaan için birçok ülkeyle işbirliği söz konusu. Azerbaycan, Pakistan gibi ülkelerle epey mesafe kat edildi.
Yeni teknolojilerle donatılmış savunma endüstrisi, yüksek yatırım maliyetleriyle dev ekonomilerin bile altından kalkamayacağı zamana yayılıyor. Bu tür yatırımların birçok ülkenin şirketlerini sistemli ve koordine bir şekilde çalışmaya ittiğini biliyoruz.
Türkiye bugünlerde bölgesinde işbirliklerini derinleştirecek adımlar atıyor. Enerji yatırımları ve yüksek teknolojideki ortak girişimler giderek daha da dikkat çekecek.
Ankara, dünyadaki dönüşümün gerisinde kalamazdı. Türk Havacılık ve Savunma Endüstrisi birçok başat aktör ve yüzlerce şirketle yoluna devam ediyor. Kaan, Kızılelma, Atak... gibi birçok ürünün büyümesi için uluslararası ortaklıklar gerekiyor. Yatırımların geliştirilmesi için bir araya gelen güçlü girişim grupları aynı zamanda müşteri havzasını da genişletiyor.
Ankara'nın yakında Körfez ülkeleriyle atacağı stratejik adımlar olacak. Katar'la yaşanan süreçlerin BAE'yle ve Suudi Arabistan'la yaşanması durumunda şaşırmamak gerek. Bu ülkelerle yakın dönemde yaşanan krizlerin sebeplerini bu köşede izah etmiştik. Belki müsebbiplerine de kızabiliriz. Ancak dünyanın gidişatı, karşılıklı bağımlılıkları artıracak, pragmatik yaklaşımı ve karşılıklı güveni diri tutacak işbirliklerini zaruri kılıyor.