Genç bir kadından, babasını toprağa verdiği günün gecesinde sahneye çıkıp “eller havaya” demesini ve bizi
2013 için eğlendirmesini bekledi içimizden bir grup insan...
Kimse “Toprağa verilen benim babam olsaydı” diye düşünmedi. Ya da o genç kadın sahneye çıksa, sahte bir neşe içinde, yalan gülücüklerle şarkı söylese, kimse dinlemekten, vur patlasın, çal oynasın demekten rahatsız olmayacaktı demek. Eğlenmek ya da “Yeni yıla muhakkak çok eğlenerek girmek” dürtüsü bu kadar bencil yapabilir mi insanı ya da bu kadar empati yoksunu?..
***
Genç bir kadın, babasını toprağa verdiği günün gecesinde
“Show must go on” yani şov devam etmeli felsefesini uygulayacağını söyledi.
Üstelik bunu kendisini dinlemek için rezervasyon yaptıranlar için yapacağının da altını çizdi. Sonra sahneye çıkamadı. Keşke ilk baştan acısını yaşayacağını, o geceyi anılarına ya da
ibadetine ayıracağını baştan söyleyebilseydi.
Bu sayede uğruna fedakarlık yapacağını söylediği insanları daha az mağdur ederdi...
***
Genç bir kadın babasını toprağa verdiği günün gecesinde hastaneden rapor aldı. Tahminen o rapor sahneye çıkacağını söylediği işletmeyle arasında mahkemede sonuçlanacak bir davada kullanılacak.
Demek ki bir işletme, genç bir kadının babasını toprağa verdiği günün gecesinde sahneye çıkabileceğine inanmış, bunu istemiş, düzenini buna göre kurmuş, fiyatlarını öyle ayarlamış...
İnsanlık ne zamandan beri üzerinde fiyat etiketiyle dolaşıyor acaba?
***
Bu saydıklarımın hepsi Türkiye’de yaşandı geçen hafta. O genç kadın Hande Yener olduğu için yaşananlar sadece magazin sayfalarıyla sınırlı kaldı. Oysa yeni yılın en acımasız, en duygudan yoksun vakasıydı yaşanan...
“Para verdik eğleneceğiz”, “Para aldık para veriyoruz, eğlendireceksin”, “Para aldım eğlendirmem lazım” ancak bu kadar kötü olabilirdi...
***
Haberler siyaset, ekonomi, magazin, spor, dış diye ayrılırlar ya, siz boşverin o ayrımı.
Bakmasını bilen için her haberde, iyi, kötü, güzel, çirkin mutlaka insan vardır.Ama her haberde insanlık yoktur maalesef...