B grubu vitaminler, gençlerde algılama kapasitesinin artırılması, ileri yaşlarda unutkanlık gelişiminin önlenmesi amacıyla öneriliyor. Yapılan araştırmalara göre demans, Alzheimer’ın gelişimine karşı bir miktar yararlı. Ama algılama bozukluğuna karşı bir etkisi yok.
Yaş ilerledikçe ara sıra bazı isimler, yerler, anılar unutulduğunda “Acaba Alzheimer hastası mı oluyorum?” endişesine kapılıyor insan, ister istemez. Genç yaşlardaki bireylerde ise beklenti mesleklerinde başarıyı getirebilecek daha enerjik ve üretken bir zekâ. Öğrencilerde beklenti biraz daha farklı; çalışmaya daha az zaman ayırmak için okuduğunu hemen anlayıp sınavlarda yüksek başarı elde edebilmek. Hangi yaş grubunda olursak olalım ‘beyin’ işlevlerinin desteklenmesi öncelikli hedefler arasında.
B grubu vitaminler sağlığımız için önemli büyük bir grup suda çözünen vitaminin genel adı. Bunların arasında B6, B9 (folik asit) ve B12 (siyanokobalamin) vitaminleri algılama işlevleri üzerinde etkili olması beklenen vitaminler. Yürütülen çalışmalarda, bu üç vitaminin eksikliği durumunda kanda ‘homosistein’ düzeyinin arttığı tespit edilmiş. Homosistein algılama bozuklukları, bunama riskini artıran bir etken olarak biliniyor. Dolayısıyla homosistein’in B6, B9 ve B12 vitaminleri vasıtasıyla vücutta değişiminin sağlanmasının önemli olacağı bildiriliyor. B6 vitamini homosistein metabolizmasında temel kofaktörlerden biri. B9 ve B12 vitaminleri ise homosistein’e metil grubu takarak önemli temel bir amino asit olan metionin’e dönüşmesini sağlıyor.
Yani B6, B9 ve B12 vitaminleri homosistein’in metionin’e dönüşümünü sağlayarak riski önlüyor. Ancak B6, B9 ve B12 vitaminlerinin ileri yaş gruplarında farklı miktarlarda ve farklı sürelerde (24 aya varan) uygulandığı insan çalışmalarının sonuçları değerlendirildiğinde kesin bir sonuç çıkarabilmek mümkün olamıyor. Bazı çalışmalarda bu vitaminlerin demans, Alzheimer gibi hastalıkların gelişimine karşı bir miktar yararlı olabileceği görüşü ortaya atılırken, diğerlerinde etkisiz olduğu bildiriliyor.
Sonuç olarak, zekâ gelişimi, demans veya Alzheimer uzun bir süreç içerisinde gerçekleşen olgular. Bu olguların oluşumu beslenme, yaşam tarzı, çevre, eğitim, bireysel alışkanlıklar, diğer hastalıklar, kullandığı ilaçlar gibi çok sayıda etkene bağlı. Dolayısıyla, genç ya da ileri yaşlı, belirli yaş gruplarına bir besin, ürün ya da ilacın birkaç ay ya da iki yıl gibi nispeten uzun bir süre verilmesiyle net/kesin sonuçlar çıkarılabilmesi kanımca mümkün değil. Yani, 70-75 yaşında kişileri alıp 24 ay boyunca bir ürünü verip etkisizdir diye yorumlamak kadar, 18-20 yaşında gençleri alıp aynı süre ürün vererek “Zekayı artırdı” demek de gerçekçi değil.
Miktarını abartmayın
Benim önerim; özellikle B9 ve B12 vitaminlerinin anne karnından başlayarak insan sağlığı bakımından önemi uzun yıllardır biliniyor. Belirli dönemlerde bu vitamini taşıyan besin desteği ürünlerin kür şeklinde uygulanması akılcı bir önlem olacaktır. Tabii miktarı ve kullanım süresi abartılmadığı sürece! Bilindiği gibi son yıllarda yüksek doz vitaminlerin yol açtığı bazı riskler gündeme geliyor. Mesela 400 ünitenin üzerinde E vitamininin bir yıldan uzun süre uygulanmasıyla kalp krizine bağlı risklerin artabileceği, hatta ölüm riskinde binde 4 gibi oranda artış bildiriliyor. Hâlbuki kısa bir süre öncesine kadar herkese kalp krizinden korunmak için yüksek dozda E vitamini öneriliyordu.