Azerbaycan’ın işgal edilmiş toprakları olan Yukarı Karabağ’da, işgalci rejimin yaptığı referandumla “Karabağ” ismi “Arsak” olarak değiştirilmiştir. Bu duruma AGİT’in, Yukarı Karabağ sorunu için kurulmuş Minsk grubu dâhil, kimseden ses çıkmadı. Minsk grubu, eş başkanı olan devletler ise ABD, Rusya ve Fransa’dır.
Bu ortamda iki şey akla gelmektedir. Birileri; bilerek ve isteyerek Azerbaycan’ı savaş ortamına sürüklemektedir.
Acaba bu, “hangisinin işine yarayabilir” diye kafa yormaya değer bir durumdur.
Rusya eski Sovyet coğrafyasını geri istiyor. Hatta ABD ile bu durum üzerinden anlaşmak için ortam geliştiriyor. Ermenistan üzerindeki uluslararası dikkati ve etkiyi göz önünde bulundurursak, Ermenistan ve Karabağ meselesi nasıl ki Sovyetlerin çöküşü için kullanılan bir argüman olduysa, şimdi de o coğrafyanın elinden çıkmış Rusya’nın hinterlandına fiili geçmesi için bir koz olarak yorumlandığı görülmektedir.
Dağıtıcı ve yeniden toparlayıcı, işin esasına baktığımızda farklıdır.
İngilizlerin yardımı ve Ermeni lobisinin girişimi ile Karabağ işgali çöküşte olan Rusya’nın da içindeki grupların desteği ile gerçekleşti. Şimdiki durumda Karabağ sorununun çözülmesinde esas figürlerden birinin Rusya olduğunu biliyor ve görüyoruz.
Lavrov’un Azerbaycanlı bir gazetecinin savaş motifli sorusuna, “Karabağ, Azerbaycan’ın iç meselesi değil ve savaşamaz” cevabında, esasında bildiğimiz ama hiç konuşmadığımız konuların yattığını görmekteyiz.
Karabağ; Azerbaycan topraklarıdır. Lakin ısrarla bu topraklarda, ikinci Ermeni Devleti kurma eğilimi söz konusudur. Azerbaycan her ne kadar da söylem bazında bunun mümkün olmayacağını söylese de görülen odur ki, Ermenistan’dan daha fazla güzeşte Azerbaycan zorlanmaktadır.
Halen Ermenistan işgalci güçleri, eğer Karabağ’da ateşkese rağmen asker şehit ediliyorsa, halen bir çırpıda alevlenmesi mümkün olan ortam söz konusuysa, bu o demektir ki, bu işin sonu, bu topraklarda istikrarsızlık tetiklenecektir.
Ermenistan’ın ekonomik durumunun nasıl bir bataklıkta olduğunu biliyoruz. Vatandaşlarının ülkeyi terk ettiklerini ülkenin fiilen boşalmaya başladığını, istatistik bilgilere dayanarak bilmekteyiz, lakin bunun yanı sıra Karabağ’ın işgal altındaki işgal rejimi tarafından yönetilen kesimine, ekonomik destek devam ediyor. Doğrudan ve dolaylı desteklere baktığımızda; ABD, Fransa, İran ve Rusya eksenli destekleri görmekteyiz.
Diğer taraftan, Ermenistan Cumhurbaşkanı’nın Ermenistan’daki durumu, pek iyi değil! Ve bu durum Ermenistan’da bir kaç defa ayaklanmalara neden oldu. Ülke ahalisi içerisinde, Karabağ konusunda Erivan siyasetini desteklemeyenler hayli fazladır. Hatta aydın kesimi arasında, bu toprakların eninde sonunda sahibine verilmesi gerektiğini dile getirenler de az değildir.
Sarkisyan; iktidarını pekiştirmek için ve önümüzdeki dönemde de yerinde kalmak için, Karabağ’da suni çatışmalar ve provokatif eylemler, esasen Rusya ve Ermenistan’ın işine yaramaktadır. Nedeni basit. Sarkisyan’ın yönetimde kalması, Rusya için gerekli. Bunun için halk nezdindeki itirazları bastırmak lazım. Bunun en iyi yöntemi, Karabağ’da savaş ortamı yaratmak. Çünkü sadece bu durumda halk desteği mevcut yönetimin yanında toplanacaktır. Bu basit matematik hesapla dizayn edilen politikalardır.
Kafkasya’da istikrarın bozulması, oraya derhal müdahale etmek isteyen kimse onun için avantaj sağlar. Şimdi Rusya buralara fiilen girmek için uygun ortamın pekişmesini de dizayn etmek istemekte. Başka türlü bu coğrafyada kalıcı varlığını temin edemeyeceğinin farkında. Gerçi Rusya şimdi daha akıllı politikalar üretmektedir. Önceleri kaba kuvvetle baskı yapmaktaydı, şimdi toplumlarla çalışmaya başladı ve yerel aktörler üzerinden, anti-Rusya algısını yıllardır temizleyebildi. Şu anda eski bölgelerinde Rusya’ya bakış açısı, 90’ların başındaki bakış açısı değildir. Sevenleri de bir hayli mevcuttur. Evet, geldiğimiz sonuç şu ki; Rusya, ABD ile Kafkasya pazarlığını yapacak ileride. Aksi takdirde orada ayaklanmalar kaçınılmaz olacaktır. Lakin net söylemem gereken odur ki; ABD’nin Orta Doğu’daki dağıtıcı politikaları bu bölgelerdeki toplumları, Rusya eğilimine itmiştir. Rusya bundan öyle hoşnut ki; Jirinovski isimli Parti Başkanı ve Duma’da 3. grubu olan Parti Başkanı diyor ki; “ileride Bakü ve Erivan, Rusya İmparatorluğu’nun vilayetleri olacak”. Bunu açık ve net söylemektedirler. İşin vahametini düşünmek için yeterli bir tablo değil mi?