Küçük alanlarda çok da fazla zaman harcamadan, gerçekten isteyerek ve toprakla bağ kurarak güvenli gıda yetiştirmek elinizde.
Sebzeler de tıpkı etrafta gördüğünüz çiçek ve yeşillik gibi uygun koşullar olduğu sürece kendiliğinden serpilir, büyür, meyvesini verir. Yapmanız gereken tek şey tohumu toprağa doğru zamanda ekmek, hayata tutunabilmesi için de yeteri kadar su ile güneş almasına olanak tanımaktan ibarettir. Daha sonra ne mi olur? Dört fide domates bir aileye, iki salatalık fidesi komşulara, iki biber fidesiyse mahalleye yetecek kadar mevsimi bitene kadar hasat verir. Böylelikle kimyasal ilaç kullanmadan, çocuklarınıza gerçek lezzeti tattırasilirsiniz.Yerel üretimi güçlendirmeyi el birliğiyle başarabilirsek dünya için olumlu bir değişime de belki tanık oluruz.
Küresel iklim değişikliğini, bireysel çabalarla artık yenemeyeceğimiz bir dönemece geldik. Bunu uzmanlar söylüyor. Ben de durum ne olursa olsun, bireysel olarak yapacaklarımız bitti demek değil diyorum. Özellikle de yiyecekleri satın alırken seçici olmak hepimize fayda sağlar. Dünyanın bir ucundan ayağımıza gelen meyve ve sebzelerin ciddi bir bedeli var. Maddi olarak el yakması ayrı konu. Küçülüp, daha az yemek, daha az miktarda tüketmek ve yerel üretimi desteklemek hiç kuşkusuz dünya kaynaklarının hızla tükenişine fren olacaktır. Satın aldığınız tüm malzemelerin yetiştirildiği bölgeyi öğrenerek işe başlayın. Yani kendi semtinize yakın yerlerde yetişen sebze, meyve, süt veya yumurta üreticilerini bulun. Çok mecbur değilseniz ithal ürün evinize sokmayın. Bunu yaparsanız karbon salınımı minicik etkilenir ama maliyetler düşer, çiftçimiz kan ağlamaz. Gıda zincirinde çiftçiden tüketiciye gelmeden son halka olan market ürünlerini de sorgulayın, araştırın ve etiket okuyun.
Bu yazdıklarınla ilgilenmiyorum, bana ne dünyadan diyebilirsiniz. Bu durumda yine de en azından kendiniz için, çocuğunuz için tercihlerinizi bilinçli yapmalısınız ve aşağıdaki başlıkların cevabından emin değilseniz, sebze-meyvenizi kendiniz yetiştirmek için bir formül bulmalısınız.
HİJYEN: Taze baharatlar, meyve, sebze filtre gibidir. Bulunduğu ortamda ne var ne yok gövdesine taşır. Satın aldıklarınızın hangi suyla sulandığını ve ne şartla yetiştiğini biliyor musunuz?
İSRAF: Satın aldığım sebzeleri, meyveleri atmıyorum, tamamını kullanıyorum diyebilir misiniz?
LEZZET: Güneşle, havayla sevişmek yerine, naylon poşetle buzdolabı rafında, buz gibi soğukta uykuya dalan bir reyhanın, elmanın, naneninrayihası, besin değeri sizce ne kadar dayanabilir?
Küçülüp, daha az yemek, daha az miktarda tüketmek ve yerel üretimi desteklemek dünya kaynaklarının hızla tükenişine fren olacaktır.
Şifadan lezzete
Bu “Kendin yetiştir kendin ye” işini emin olun yumurta, süt konusuna kadar getirmeyeceğim. Ama en azından maydanoz, nane, domates, biber için yapabilirsiniz.
Şimdi birlikte ilk adımları atalım mı?
-Karar verin: Öncelikle en sevdiğiniz taze baharatların listesini çıkarın. Balkon veya bahçede ne kadar yer ayıracaksınız karar verin.
-Yer: Balkon için saksılar, küçük bir çiçek bahçeniz varsa tüm aradaki boşluklar, geniş yeriniz varsa çit veya telle çevrilmiş bir alan ilk ihtiyacınız olan şey. Bir de toprağın drenajı, suyu emme gücü ve aldığı güneş ışığıdır.
- Hava Koşulları: Tohumları serpeceğiniz veya saksıları koyacağınız yerin özellikle sabah saatleri en az 3-4 saat güneş ışığı alması önerilir. Bu bölgelerin rüzgar koridorunda olmaması gerekir.