Az kazık yemedik biz kadim dostumuz Amerika’dan. Az canımıza okunmadı milletçe. Onca örneğin arasından bir tanesi bile Arabesk deyimiyle, Acıların Çocuğuna’na dönüştüğümüzü kanıtlamaya yeter.
Başkan Ronald Reagan’ın güvenlik danışmanı Yarbay Oliver North ve takımının Türkiye ve bir çok ülkeye sattığı casus bilgisayar programı dünyada en çok tartışılan küresel casusluk eylemlerinden biridir. Dünya Bankası, CIA, IMF, MOSSAD ve ABD Adalet Bakanlığının ortaklaşa yürüttüğü bu yazılım ülke ve insanların bilgisayar ortamında var olan bütün verilerini elde edebiliyordu. Bu yazılımın adıysa PROMIS..
Konuyla ilgili yapılan bütün soruşturmalar IMF ve Dünya Bankası’nın CIA ve MOSSAD hesabına bilgi topladığını gösteriyor. “Örneğin IMF ve Dünya Bankasından kredi aldığınız anda, bu kuruluşların isteği doğrultusunda yüklediğiniz yazılım en gizli bilgilerinizi anında CIA ve MOSSAD’a iletiyor.” (AB Bilgisayar Güvenliği konulu 879 sayılı rapor) Bu yazılım aracılığıyla şahıs, özel ve devlet kuruluşlarının bütün borçları, alacakları, tasarladıkları yatırımlar vb, CIA’yle MOSSAD bilgi bankalarına depolanıyor.
Avrupa ülkeleri PROMIS aracılığıyla bütün mali sırlarını devşiren IMF ve Dünya Bankasıyla ilişkilerini en alt düzeye indirmişlerdir. PROMIS’in varlığını öğrenen Türkiye’deyse program yıllarca görevini yerine getirdikten sonra Tayyip Beyin başbakanlığı sırasında gündeme alınmış, bu iki kuruluşun borçları tasfiye edilmiş ve ilişkiler yok denecek düzeye indirilmiştir. “Bu gün, Dünya Bankasının 26 Başkan Yardımcısından biri görevini yıllarca sürdüren Kemal Derviş, ülkelerin ulusal bankalarına ait sırları elde ederek BATMALARINA NEDEN OLAN operasyonlara hizmet etmekle suçlanmakta. (Türkiye’de İstihbarat Savaşları-Erdal Şimşek-Sayfa 325) PROMIS aracılığıyla ABD hedef ülkelerin banka sistemlerini kilitleyebildiği gibi, denetimli (kontrollü) mali bunalımlara yol açabileceği ileri sürülmekte.
Yazılım sahibi Inslaw Şirketinin sahibi Bill Hamilton 1985 yılında, Dünya Bankası merkezince PROMIS’in kendisinden izinsiz olarak kullanıldığını açıkladı. CIA Bank Operations Division (Banka Operasyonlar Bölümü) yazılımı “elde etmiş” daha da geliştirip ve “türlü virüsler ekleyerek” Yarbay North aracılığıyla dünyada bir çok ülkeye pazarlamış, IMF ve Dünya Bankası da anlaşma yaptığı ülkelere PROMIS’in kullanılmasını şart koşmuş, böylece bu ülkelerin ekonomik ve finansal sırları CIA’yle MOSSAD’ın eline geçmiş. Avrupa ülkelerinin baskısı sonucu CIA, ABD Kongresine bu yazılımı kullandığını açıklıyor. CIA’nın ardından ABD’nin teknolojik istihbarat birimi NSA, PROMIS’in üzerinde çalışarak yeni bir melez yazılım ürettiklerini bildiriyor.
Tam bir “muhalif” avlama programı olarak da kullanılabilen bu yazılımın herhangi bir ülkede ne tür sonuçlara yol açabildiğinin en çarpıcı örneği, bilgisayarın “b”sinden habersiz, okur-yazar oranının çok düşük olduğu Guatemala! Bu ülkede 1985 yılında Devlet Başkanı General Oscar Mejia Victores’in “yoksulluğun üstesinden bilgisayarla geleceğiz” demecinden sonra, orduya bilgisayarlar dağıtıldı, kurslar açıldı. Ardından polis de bilgisayarlarla donatıldı. PROMIS, General Victores’e muhalif olduğu varsayılan herkesin bilgisini devşirmeye başladı. Ve bir yıl içinde 20 bin muhalifya öldürüldü ya da ortadan kayboldu!
PROMIS TÜRKİYE’DE
PROMIS’le tanışmamız IMF ve Dünya Bankasından önce başlıyor. Trail of the Octopus (Ahtapot’un İzinde) adlı kitabında Donald Goddard, Kıbrıs Rum Kesiminde görevli CIA ajanı Lester Coleman’ın 1991 yılında ABD Kongresine yaptığı açıklamaya dayanarak, PROMIS’in ABD Hükümeti bağlantılı Link Systems Ltd., aracılığıyla BM Uyuşturucu Denetim Fonu (UNFDAC)’ın da önerisiyle Mısır, Pakistan, Suriye, Ürdün, TÜRKİYE, Kuveyt, İran ve Irak’a da satıldığını ve bu ülkelerin emniyet ve askeri kurumlarınca kullanılmaya başlandığını açık açık yazıyor. Yani PROMIS önce askerikurumlarla emniyete sızdı ardından da IMF ve Dünya Bankası aracılığıyla bütün mali ve ekonomik düzenimize! İşte dostumuz, canımız, vazgeçilmezimiz Amerika’nın bize attığı onca kazıktan biri...